ADD Şubesince Gazeteci Uğur Mumcu ve demokrasi şehitleri anıldı
BÖLGESELADD Babaeski Şubesi düzenlediği etkinlik ile başta Uğur Mumcu olmak üzere devrim şehitlerini andı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından başlayan etkinlikte ADD Babaeski Şube Başkanı Binnur Güdücüler bir basın açıklaması yaptı.Güdücüler yaptığı basın açıklamasında,
30. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda emperyalizm ve hain işbirlikçilerinin aramızdan aldığı Devrim Şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.UNUTMAYACAĞIZ.UNUTTURMAYACAĞIZ dedi.Güdücüler okuduğu basın açıklamasında,
30 yıl önce Kalpaksız Kuvvacı Uğur Mumcu “Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda ‘mezar taşı’ gibi susmamasıdır” diyen, Laikliğin ve Demokrasinin yılmaz savunucusu 24 Ocak 1993 günü Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu hain suikaste kurban gitti.22 yıl önce 24 ocak 2001 En büyük hayalim Uğur Mumcu cinayetinin faillerini bulmaktır, diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’da Uğur Mumcu’’nun öldürülmesinden 8 yıl sonra hain pusu sonucu kurşunların hedefi oldu.Ne Acı ki Aynı kanlı eller evinin önünde 31 Ocak 1990 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda katledilen Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un aramızdan koparılışının ardından da 33 yıl geçti.Bu nedenle her yıl düzenlenen 24 - 31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası'nda çeşitli etkinliklerle andığımız aziz şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmama kararlılığımızı yenilerken hem bu emperyal tuzakların perde arkasını halkımıza gösterme çabamızı sürdürüyor, hem nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, hem de Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılma yolunda dersler çıkarıyoruz.Muammer Aksoy, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinden koparak Laik Hukuk Devleti olma olan 49 Cumhuriyet Aydını yol arkadaşıyla 19 Mayıs 1989 tarihinde Atatürkçü niteliğini yitirip karanlık bir geleceğe sürüklenmesi tehlikesinin farkında Düşünce Derneğini kurdu.Derneğimizin kuruluş bildirgesi, Kurucu Genel Başkanımızın çalışma ve demeçleri emperyalistleri çok rahatsız etti ve Muammer Aksoy 8 ay sonra katledildi.
Kurucu Genel Başkanımız Muammer Aksoy, yaşamını ortaya koyarak bizlere, çağdaş, demokratik, laik hukuk düzeni ve ülke bağımsızlığının, uğruna ölünecek değerler olduğunu göstermiştir.Muammer Aksoy’un Ankara'da yapılan cenaze töreninde, tabutunun önünde fotoğrafını gazeteci yazar Uğur Mumcu taşımıştı. Uğur Mumcu, hocasının ardından Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde şunları yazmıştı: "İçim acıyla doldu. Prof. Aksoy'u baba gibi severdim. Aksoy da beni oğlu gibi. (...) İsteseydi yabancı şirketlerin ve holdinglerin gözdesi olurdu. Bütün bunları elinin tersiyle itti; çileli yola, devrimciliğe, Atatürkçülüğe baş koydu. Ve bu uğurda da baş verdi. En son çabası laikliğin savunulmasıydı. Aksoy, bir inanç ordusunun adıydı. Öylesine yiğit ve öylesine inançlıydı. Aksoy'u öldüren kurşun, Atatürk'e, Atatürkçülüğe sıkılmıştır." 1 Şubat 1990 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde böyle ifade etmişti Uğur Mumcu.3 yıl sonra aynı kanlı eller Onu da katletti.Muammer Aksoy’dan Uğur Mumcu’ya, Bahriye Üçok’a , Ahmet Taner Kışlalı’dan, Abdi İpekçiye, Turan Dursun’a, Necip Hablemitoğlu’ndan, Cavit Orhan Tütengil’e, Eşref Bitlis’den, Çetin Emeç’e, Ali Gaffar Okkan’a, ve daha diğer aydınlarla devam eden seri suikastlar Emperyalizm ve işbirlikçileri tarafından Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan ,Atatürk ilkelerini savunan , çağdaş hukuk ve bağımsız yargının önkoşulu bağımsız milli devlet olmaktan geçtiğini bilen yaşadığı topraklara sahip çıkan, gerçek demokrasiyi savunan, çıkarları için ülkesini satmayan, laik toplum,Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda ortak değerleri canları pahasına savunan aydınlarımızı Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, kuruluş felsefesini içine sindirememiş iç ve dış dinamikler hedef almıştır. “Yeni Dünya Düzeni”nin kurulması eğilimlerinin ortaya çıkmasıyla Muammer Aksoy’la başlayan ve Uğur Mumcu'yu da içine alarak sürüp giden cinayetlerin birbirini izlemesi, rastlantı olarak açıklanması mümkün olmayan bir tablo ortaya çıkarmıştır.“Faili meçhul” cinayetlerin acısını toplumca yaşadığımız ülkemizin en büyük ayıbı hala bu cinayetler aydınlatılmamıştır. Ülkemiz aradan geçen onlarca senelere rağmen aydınlarının katliama uğradığı ve faillerinin bulunamadığı, ülke olmaktan kurtulamamıştır. Adalet ve Hukuk yerini bulmamıştır.Cumhuriyetimizin temel değerlerine sahip çıkarak, Uğur Mumcu’lardan Muammer Aksoy’lara yolumuzu aydınlatan bütün değerlerin bizlere miras bıraktığı mücadele ile Türkiye’nin tam bağımsız, sosyal, laik demokratik bir hukuk devleti olması için Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ışığında ve bunun gereği olarak daha ileri ve daha hakça bir toplum için, yılmadan, usanmadan sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Mücadeleleri rehberimiz olacaktır. Demokrasi şehitlerimizi minnetle ve saygıyla rahmetle anıyoruz Biz, Mustafa Kemal'in Askerleriyiz; bilgili olacağız, cesur olacağız, kararlı olacağız ve çok çalışacağız….Ruhları şad olsun.dedi.
Yapılan konuşmaların ardından birbirinden güzel şiir ve müzik dinletisinin ardından etkinlik sona erdi.
İlginizi Çekebilir