© Manşet Haber Gazetesi 2021

Kırklareli'de Doktorlar İş Bıraktı


Kırklareli'de  aile hekimleri, 1 Kasım 2024'te yürürlüğe giren yeni Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'ne tepki olarak 2-6 Aralık tarihleri arasında 5 gün süreyle iş bırakma kararı aldı.
02.12.2024 tarih saat 12.45 te  Sağlık Müdürlüğü yerleşkesi önünde yapılanbasın açıklamasında,yönetmeliğin getirdiği ağır çalışma koşulları ve performans baskılarını gerekçe göstererek bu kararı aldıklarını belirtti.
Basın açıklamasını Dr.Bahadır Tunçol okudu.Tunçol açıklamasında"Yeni yönetmelik, sağlık çalışanlarını zora sokmakta ve sağlık sistemini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı'ndan yönetmeliğin yeniden gözden geçirilmesini ve geri çekilmesini talep ediyoruz." dedi.Yapılan açıklamada, Eziyet Yönetmelikleri Değil Sağlığa Bakan İstiyoruz!Yapılan düzenlemelerin hiçbiri halkımız ve hizmet sunan sağlık emekçileri açısından kalıcı çözüm getirmiyor. Aile Sağlığı Merkezlerindeki sağlık hizmetleri ücretli olma yolunda hızla ilerliyor.UNUTMAYIN SAĞLIKTA TİCARET ÖLÜM GETİRİR.Resmi Gazetede Ekim ayında yayınlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğininhalkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştireceğini hemen her kademeden bakanlık yetkililerine iletmiş ve  5 temel talebimizi kamuoyuna açıklamıştık. Kasım ayının ilk haftasında bu yönetmelik geri çekilinceye kadar uyarı niteliği taşıyan üç günlük iş bırakma eylemini gerçekleştirmiştik.  
Taleplerimiz yerine getirilmediği ve çözüme yönelik kararlar alınmadığı takdirde alanda örgütlü “sağlık emek-meslek örgütleri” ile birlikte 2-3-4-5-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 günlük iş bırakma kararını da kamuoyuna duyurmuştuk. Bizler 1. basamakta her gün emek veren hekimler, sağlık çalışanları ve onların örgütleri olarak halkın sağlık hakkına erişimini engelleyen, hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden ve sağlık emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran bu yönetmeliğin geri çekilmesini beklerken, TBMM’ye 25 Kasım 2024 günü bir kanun teklifi sunuldu. 28 Kasım’da komisyonda görüşülerek değişiklik yapılmaksızın Genel Kurula sevk edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 5. maddesi ve 5510 sayılı kanunun 68. maddesinde değişiklikler yapılmaktadır. Baştan söylemek istiyoruz; bu değişiklikler TBMM’de yasalaşacak olursa, ücretsiz birinci basamak sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesi ve özelleşmesinin kapısı açılacaktır.  TBMM’ne sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan sülük, hacamat gibi geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamaları aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek.  Asli görevi koruyucu sağlık hizmetleri olan Aile Sağlığı Merkezlerimizin etkililiği belirsiz bu yöntemlere kamu eliyle yönlendirilmeleri, toplumun bizlere güvenini sarsacaktır.  
Yine aynı yasa taslağı aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporları ücretli hale getirmektedir. Bu durum aile hekimi arkadaşlarımızı “parasıyla değil mi? Raporumu vermek zorundasın” diyen hastalarla karşı karşıya getirecektir. “Olmaz” demeyin daha kanun meclisten geçmeden bir arkadaşımız usulsüz rapor isteyen bir hasta tarafından darp edildi.Bu yasa teklifi ile katkı katılım payı artırılmakta halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır.Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. Basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Ancak Eziyet Yönetmeliği  2. 3. Basamağa yaptığı sevklerden dolayı aile hekimini, maaşını keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Sağlık Bakanlığı aslında bizim de talep ettiğimiz sevk zincirini hastalarla hekimleri karşı karşıya getirerek, hekimlerin kazancı üzerinden kurmaya çalışmaktadır. Bizler ancak gerektiğinde yapılan, bilimsel, basamaklar arası iletişime dayanan gerçek sevk sistemi istiyoruz.Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz.  Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin, yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz taleplerimizin hayata geçirilmesi yeterlidir. Buradan bir kere daha hatırlatıyoruz:
     1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
     2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman, olanak ve mekan sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Unutmayın bu bir tercih meselesidir, Şehir Hastanelerinin bir yıllık kira bedeliyle 6128 adet 4 hekim ve 4 hemşireli ASM yapılabilir ama yıllardır depreme dayanıklı kamu ASM binaları yapacağını söyleyen bakanlıkta bu niyet yoktur.
     3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. 
     4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve  sağlık emekçilerine  emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Türkiye’de yerine bakacak birini bulmadığı sürece izine çıkamayan, çıkarsa maaşı kesilen tek kamu çalışanı Aile Sağlığı çalışanlarıdır, Anayasal bir hak olan ücretsiz yıllık izin hakkımız yoktur.
     5.  Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.
     6.  Türk halkının sağlık verileri ticari işletmelere satılmakta ve Aile Sağlığı çalışanları bu usülsüz işlemde veri toplama memuru gibi kullanılmakta, yapmak istemeyenler maaş kesintisi ile tehdit edilmektedir. E nabızın Katar’a satıldığı söylentileri varken biz bu işe ortak olmak istemiyoruz.
     Bizler halkın sağlık hakkını, mesleki özerkliğimizi, mesleğimizin onurunu, ekonomik ve özlük haklarımızı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz.Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin iptalini ve mecliste sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz. 
     Bu taleplerimizin hayata geçmesi için  2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında yapacağımız eylemler daha da önemli hale gelmektedir. Bu eylemlerimiz sadece sağlık emekçileri için değildir. Bizler meslek onurumuza sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz.  Bu nedenle de bir hak olan sağlık için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde halkımızı ASM’ lerden hizmet almak için değil, sağlık hakkına sahip çıkmak için alanlarda bizimle birlikte olmaya  çağırıyoruz.
     2- 6 aralık 20204 tarihleri arasında aile sağlığı merkezleri çalışanları olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz.   Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) adına konuşan Aynur İskar da konuşmasında,Yeni yönetmelik, sağlık çalışanlarını zora sokmakta ve sağlık sistemini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı'ndan yönetmeliğin yeniden gözden geçirilmesini ve geri çekilmesini talep ediyoruz.Sağlık temel bir haktır ve sağlıkta yapılan uygulamaları kabul etmiyoruz dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER