© Manşet Haber Gazetesi 2021

ÖYKÜYLE YOLDAŞ BİR YAZAR : MEHMET FIRAT PÜRSELİM

 

Baykuş Kitap Kafe’de, 12 Ocak Cuma akşamı, Elif Bolu’nun katkıları ve yazar Mete Karagöl’ün kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen etkinlikte, yazar Mehmet Fırat Pürselim edebiyatseverlerle buluştu. Okur – yazar sohbeti şeklinde geçen söyleşide, merak ettiğim birkaç soruyu da sorma imkânı buldum.

Sosyal medya hesabında gündüzleri hukukçu, geceleri yazar, kuşluk vakti sosyolog olarak tanımlıyor kendisini yazar.Ödüllü ve bir o kadar da mütevazı… Roman, öykü ile gençlik ve çocuk kitapları var.

Yazarlığa nasıl başlamış, öykü ile derdi nedir, kimleri okur ve yeni çalışmaları nedir? Gelin birlikte yazarın öykücülük yoluna revan olalım…

Yazarlığa nasıl başladım?

1975 yılında Antalya’da doğdum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Serbest avukatlık yapıyorum. Gözlemlemeyi severim,sosyoloji okudum. İdeolojik anlamda bu bölümü tercih ettim, yazarlığıma etkileri de olmuştur.

Önceleri, lise dergilerinde yazmaya başladım. Üniversitede, “Kime Ne” adında 5-6 sayılık fanzin çıkardık arkadaşlarla. Şiir yazıyordum o dönemler. Sonraları öykü yazmaya başladım. İlk kitabım Hayat Apartımanı, 2012 yılında Naim Tirali Öykü Ödülü aldı. Çocuk kitapları da yazdım. Masal türünde eser verdim. Ara verdiğim dönemler oldu ama yolda olmak güzel. Çünkü yazarken ve kurgularken büyük bir heyecan duyuyorsunuz. Üçüncü kitabımdan sonra yazmak bir kolaylığa dönüştü.

Öykünün bir derdi var aslında.

Öykü hayatın anlamını sorguluyor. İşin doğrusu, insanlığın yazma sayesinde iyileşeceğini düşünüyorum. Viktor E. Frankl İnsanın Anlam Arayışı kitabında “İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir” der. Benim de ona benzer şekilde, kurtuluşumun yolu yazmaktan geçiyor. Olay & durum öykücülüğü ayrımında, kendimi olay öykücülüğüne daha yakın hissediyorum. Bana öyküyü öğreten de Cemil Kavukçu olmuştur.

Kimleri okurum ya da kimler okunmalıdır kısmına gelince…

Okuyucu zamanını verimli harcamalıdır. O nedenle doğru kitapları okumak gerekir diye düşünüyorum. İyi kitapları okumak için de iyi editörlere ihtiyaç var. Semih Gümüş (Can Yayınları’ndan çıkan eserleri) ve Ömer Türkeş eleştiri anlamında en iyileridir. Faruk Duman, İsmail Güzelsoy, Sema Kaygusuz, Latife Tekin, Aslı Erdoğan (Kırmızı Pelerinli Kent), Murat Özyaşar okunması gereken yazarlardandır.

Şu an masal üzerine çalışıyorum.

Boratav, masal derleyen olarak çok kıymetli bir folklor araştırmacısıdır. Oscar Wilde, sınıfsal masallar yazar. Peri Masalları, Avrupa Masalları, Anadolu Masallarının harmanlanması günümüzde görülüyor. Ben Çizmeli Kedi ileHansel ve Gretel okumayı çok severim.

Son olarak…

Günümüzde yaşıyor olsaydı Dostoyevski, Márquez ve Yaşar Kemal ile aynı masada oturup sohbet etmek isterdim. Bu yazarların çalışmaları günümüzde yapay zekâ programlarından ya da fabrikadan çıkan ürünler gibi değil. İçten çünkü duygu işin içine girince, eser daha donanımlı bir hale geliyor.

Yazabilmek için, iyi eserler verebilmek için edebiyat üzerine düşünmek, çok okumak ve çok yazmak gerekiyor. İlham perisi diye bir şey beklememek gerek (gülüyor)!

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER