© Manşet Haber Gazetesi 2021

Pehlivanköy CHP Kadın Kolları’ndan Dünya Çocuk Hakları Günü Açıklaması

Pehlivanköy Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kadın Kolları Başkanlığı, Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayımladı.
CHP Kadın Kolları Genel Merkezi tarafından hazırlanan basın açıklaması Pehlivanköy İlçe binasında yapıldı ve basın açıklamasını İlçe Kadın Kolları Başkanı Rabia Yüksel okudu.Yüksel açıklamasında
Bugün, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bu özel günün amacı, zor koşullar altında yaşayan ve yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve onların yaşam koşullarını iyileştirmektir. Türkiye, 1990 yılında ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul etmiş olmasına rağmen, bu sözleşmenin gereklilikleri etkin bir şekilde uygulanmamaktadır. Türkiye’de 2011 yılında yürürlüğe koyulan ‘Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan Lanzarote ne “6284 varken İstanbul Sözleşmesine ne gerek var?” dedikleri 6284, ne de bizleri bugün açıklama yapmamız için buraya toplayan günün bağlayıcı sözleşmesi olan Çocuk Hakları Sözleşmesinin gereklilikleri uygulanmıyor. Halkın feryatları ve isyanları, iktidarın kapısından içeri girememekte, kaybolan çocukların verileriyle ilgili bir hesap verme yerine, iktidar sorumluluğundaki çocuk istismarları ve katliamları ‘kınamakla’ yetinmektedir. Bu noktada, çocuk cinayetleri üzerinden siyasi irade sergilemekten uzak durulması ve acılı ailelerin yaralarına merhem olmaktan kaçınılması dikkat çekmektedir.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın bu konudaki sessizliği de eleştiri konusu. 5 çocuğun yangında hayatını kaybettiği gün, Bakan’ın mecliste yalnızca bir fotoğraf paylaşarak gündem oluşturması amaçladığı öne sürülmektedir. “Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye” temasıyla gerçekleştirilen toplantılar ise, toplumun acılarını unutturmak yerine daha fazla çözümsüzlük doğurmaktadır. Türkiye’de çocuk haklarının korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere imza atılmasına rağmen, bu yasal yükümlülüklerin ciddiyetle karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Çocukların yaşadığı travmalar ve kayıplar karşısında sesiz kalan bir yönetimin, toplumda daha büyük bir çürümeye yol açtığı eleştirilmektedir.Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu’nun ‘İLK’ toplantısını gerçekleştirdiniz. Siz göreve geleli neredeyse 18 ay oldu ve aileyi korumakta, güçlendirmekte şimdi mi aklınıza geldi?Özdemir, artık ne aile var ne toplum ne de güçlü bir ülke. Bebekler küvözde öldürüldü, çocuklar yanarak öldü, genç bir kız annesinin gözü önünde vahşice katledildi, küçücük bir çocuğun bedeni küçücük bir köyde 19 gün sonra bulundu, Leyla’ya kıyanların tek bir tanesi bile tutuklu değil ve siz tek bir açıklama yapmadan 18 ay sonra ilk kez toplantı yapıyorsunuz. Siz ülke yangın içindeyken hala tek kelime etmeden Yenidoğan çetesi davasından 1 gün önce Çeşme 7. Olağan İlçe Kongrenizde gülerek poz veriyorsunuz. AK Parti umudun, icraatın, geleceğin adıdır diyorsunuz. Sayın Özdemir, siz icraat derken, 18 kere gittiğinizi iddia ettiğiniz ancak tek bir icraatta bulunmadığınız o evde 5 çocuk YANARAK hayatını kaybetti. Siz gelecek derken geleceği çalınan onlarca bebek küvözdeyken öldürüldü. Çıkmışsınız milyonlarca insanın aklıyla dalga geçercesine hala umut diyorsunuz. Günler sonra İzmir’e gidip yanarak ölen 5 çocuğumuz hakkında tek bir açıklama yapmazken çıkıp “kapsayıcı sosyal politikalarla hizmet sunmaya devam edeceğiz” diyorsunuz. Siz hangi sosyal politikadan hangi hizmetten bahsediyorsunuz? Bizler 18 Kasım’da Bakırköy Adliyesinde bebek katillerinden hesap sorarken siz nasıl bir Aile Bakanı olarak tek kelime etmiyorsunuz?
Özdemir,
Günler önce, sessizliğinizi ya sorularımıza ithafen bozup istifa etmenizi ya da suskunluğunuzla istifa etmenizi söylemiştik. Suskunluğunuzu korudunuz ancak istifa etmediniz. Şimdi sorularımızı da tekrar soruyoruz, istifanızı da tekrar talep ediyoruz.Sayın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayınladığı 2024 Bütçe Teklifi raporlarından elde ettiğimiz, yani sizlerin verilerine ilişkin sorularımızı makamınızda misafir ağırlamaktan ve ilçe kongrelerine gitmekten fırsat bulup cevaplayacağınızı ümit ediyoruz! İlk olarak, OECD verilerine göre Türkiye’deki 6,5 milyon çocuk aşırı yoksulluk içindeyken Bakanlığın ‘Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması’ programında sosyal ve ekonomik destek ile ailesi yanında desteklenen çocuk sayısı nasıl 170 bin olmaktadır? Nasılın cevabını bütün ülke yanarak hayatını kaybeden 5 çocuğumuz ile aldı. Ancak sizin cevabınız ne olacak? İkincisi, TÜİK’e göre Türkiye’deki kadın işsiz yüzdeliği %12,4 iken Bakanlığın yoksullukla mücadele etmek adına ‘işe başlama yardımından yararlanan kişi sayısı’ nasıl 120 olmaktadır? Nasılın cevabını bütün ülke kağıt toplamak zorunda kalan bir annenin çocuklarını kaybetmesi üzerine ‘yaşam tarzı’ ile suçlanması bahane edilerek aldı. Ancak sizin cevabınız ne olacak? Üçüncüsü, 2023 yılında Bakanlığın başlangıç ödeneği 150 milyona yakın bir para iken bunun sadece 98.758 milyonu kullanılmış. 2024 yılında ise 334 milyon bütçe teklifinde bulunmuşsunuz. Biz, bu 99 milyona yakın ödeneğin ne kadarının tahtalarla kaplanmış bir evde 5 çocuğunu büyütmeye çalışan bir aileye kullanıldığını onların içler acısı sonunda gördük. Ancak sizin cevabınız ne olacak? Siz bu aile hayatını kaybetmeden önce neredeydiniz? Bu aile 334 milyonun neresinde, siz neresindesiniz? Bahsi geçen 119 bin Türk lirası ne için ve hangi zaman aralığında ödendi?
Ya suskunluğunuzu sorularımıza ithafen bozup istifa edin ya da ülkeyi içinde bıraktığınız yangını görüp suskunluğunuzla istifa edin! dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER