Unutmadık, unutturmayacağız
GÜNDEMKırklareli Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Soma Maden Faciasının 9. Yıl dönümü nedeniyle, basın açıklaması yapıldı ve hayatını kaybeden 301 madenci anıldı.
TMMOB İKK Sekreteri Erol Özkan tarafından okunan basın açıklaması metni ile 9 yıl önce yaşanan maden faciasına yol açan uygulamalar kınandı.
Kırklareli Emek ve Demokrasi Platformu, 13 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşen Soma Maden Faciası'nı bir maden felaketi ve aynı zamanda bir hukuk felaketi olarak nitelendirdi. Soma Davası, Gezi Davası, Çorlu Tren Kazası Davası, 10 Ekim Davası gibi olayların toplumun adalet duygusunu ve hukuka olan inancını zedeleyerek sonuçlandığını ifade eden Platform, Soma Davasının yeniden görülmesi ve sorumluların hak ettikleri şekilde cezalandırılması gerektiğini vurguladı. TMMOB İKK Sekreteri Erol Özkan tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Soma faciası maden felaketi olduğu kadar, aynı zamanda bir hukuk felaketidir ve adeta hem maden emekçilerinin hem de hukukun katledilmesidir. 13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan ve ülke tarihimizin en büyük madencilik felaketi olarak tarihe geçen Soma Maden Faciası’nda hayatını kaybeden 301 madencimizi saygıyla anıyoruz.
Bundan tam 9 yıl önce, 2014 yılı Mayıs ayında Soma’da 301 maden işçisini yitirmiştik. Bu süre zarfında acılarımızın hafiflemesi bir yana, yaraları daha da kanatan gelişmeler yaşandı. Ne oldu? Madenin patronu ölümünden sorumlu olduğu her işçi için yaklaşık 5 gün hapis yatmasının ardından tahliye oldu. Böylece 301 maden emekçisinin ardından adalet de göçük altında kaldı.
Emeğin olduğu kadar yaşamın da ucuz olduğu bu düzende, insanlık bir kez daha göçük altında kalmış oldu. Bu göçük ülkeyi yönetenlerin eseri olan hukuki bir göçüktür, politik bir göçüktür, ekonomik bir göçüktür, ahlaki bir göçüktür.Soma Davası, tıpkı Gezi Davası, Çorlu Tren Kazası Davası, 10 Ekim Davası gibi toplumun adalet duygusunu ve hukuka inancını zedeleyen bir biçimde sonuçlanmıştır. Soma Davası mutlaka yeniden görülmeli ve sorumlular hak ettikleri biçimde cezalandırılmalıdır.
Ülkemizde hukukun çöküşü Soma davasıyla bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Davayı Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan, maden patronu ve yöneticilerini “olası kasıt” üzerinden değil; “bilinçli taksir” ile “cezalandırarak” adeta ödüllendiren yargı sistemi, bir işçi için 5 gün hapis yatmayı yeterli görmüş; ülkemizde “hukuk”un geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir.Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar, Soma’daki öldüren çalışma düzenine izin verenler, güvencesiz ve taşeron çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar hiçbir biçimde hesap vermemiştir. Aksine bu boyuttaki katliamların “fıtrat” olduğunu ifade ederek, katliamın politik savunusuna devletin tepesinin imzasını atmışlardır.
Bu düzen, daha fazla kar için daha fazla kan dökülmesini meşru gören bir düzendir. Soma katliamının ardından “Artık hiçbirşey eksisi gibi olmayacak” diyenler, hiçbir şeyi değiştirmemiş ve her şey eskisi gibi devam etmiştir. Soma katliamından sonra da maden emekçilerinin yaşamını yitirmesi kaza değil, tesadüf değil, hata değil, ülkeyi yönetenlerin kasıtlı bir tercihidir.” dedi.
İlginizi Çekebilir