Bahçelievler Katliamında Ölenler ve Devrimciler Kırklareli'nde Anıldı.
8 Ekim 1978’de Ankara Bahçelievler’de katledilen 7 Türkiye İşçi Partili gençler, her yıl olduğu gibi bu yıl da ölümlerinin 46’ncı yılında çeşitli illerde düzenlenen anma etkinlikleri ile mezarları başında anıldı
Kırklareli'nde şehir mezarlığında düzenlenen etkinliktede Bahçelievler Katliamının 46.Yıl dönümünde Faruk Ersan,Fevzi Azırcı ve Nasuh Mitap Kırklareli'nde düzenlenen etkinlikle mezarları başında anıldı.
İlk anma 7 TİP'liden biri olan Faruk Ersaan'ın mezarı başında yapıldı.Yapılan açılış konuşması ve bir dakikalık Saygı duruşunun ardından 7 TİP'li ve Genç Öncü'lü arkadaşları adına hazırlanan ortak metni cezaevinde olan TİP Hatay milletvekili Can Atalay'ın babası Mustafa Atalay yaptı.Atalay yaptığı konuşmada,Yüzlerini gördüğümü pek sanmıyorum. Yedi can, yedi yoldaş parlıyor geceleri tepemde. Yedikardeşler'i gibi çocukluğumun Faruk Ersan,Efraim,Serdar Alten,lâtif Can,üçü de işte şunlar,dörtlünün önündeki üç yıldız,Osman Nuri Uzunlar, Hürcan Gürses ve Salih Gevenci en yaşlısı 51 'li yeni basmış yirmisine, en genci, yedi can yedi kardeş 8 ekim '78 gecesi Pazarı pazartesiye bağlayan gece. başkentte bahçelievler semtindebiçildiler faşistlerce biçildiler duydunuz biçildiler gördünüz baktınız yüzlerine gazetelerde baktınız ve sustunuz ne franko madrid'inden dem vurun bana ne şah’ın tahran'ından ne de salazar lizbon'undan baylar gerçek işte ortada Ünlü ozan Hasan Hüseyin Bahçelievler Katliamı’na ilişkin şiirine bu dizelerle başlar. 8 Ekim 1978’de karanlık emellere hizmet eden faşist katillerin saatler süren işkenceleriyle Türkiye İşçi Partili ve Genç Öncülü yoldaşlarımızı yitirmenin yüreğimizi nasıl dağladığını bu usta ozanımızdan okudukça yeniden dağlanır yüreklerimiz.Karanlık emellere sahip gizli-faşist bir iktidar odağının 12 Eylül darbesi uğrağına ülkeyi adım adım götüren ve sonrasında da bugünlere kadar getiren uğursuz planlarının bir sonucudur Bahçelievler Katliamı. Ülkemizde gerçekleşen başka katliamlar gibi…Faili meçhul cinayetler gibi…Yurtsever-demokrat aydınlarımızın birer birer öldürülmesi gibi…Gençlerin, işçilerin, öğretmenlerin birer birer kurşunlanması gibi…Yedi yoldaşımızın vahşice katledilmesine yurdun her köşesinden büyük tepkiler yükseldi. Cenaze törenleri kitlesel ve birleşik anti-faşist gösterilere dönüştü. Yurdun dört bir yanında faşizme karşı bildiriler dağıtıldı, çağrılar yapıldı. En geniş sol, sosyalist, demokrat güçlerin kitlesel anti-faşist gösterileri gerçekleşti. "MHP –ÜGD Kapatılsın", "Faşizmi Ezeceğiz" sloganları tüm sokaklarda yankılandı. Ancak ne faşist odaklar kapatıldı ne tepedeki azmettirici faşist katillerden hesap sorulabildi ne de karanlık gizli-faşist iktidar odağının planları sonlandırılabildi. Ülke 12 Eylül karanlığına mahkûm edildi.Bahçelievler Katliamı’nın katilleri bellidir. Bunlar faşist katillerin en vurucuları, en seçme cellatlardır. Başta artık yitirmiş olduğumuz ve saygıyla andığımız Avukat Erşen Sansal ve her zaman onunla birlikte uğraş vermiş olan Avukat Nezahat Gündoğmuş arkadaşlarımız olmak üzere Türkiye İşçi Partili avukatların ve onlara destek olan tüm anti-faşist avukatların çabasıyla katiller birer birer hakettikleri cezayı aldılar. Ne var ki avukatların ısrarlı takipleri sonucunda verilen her mahkûmiyet kararı sonrasında bu katiller ya "yanlışlıkla" ya da "ceza indiriminden" yararlanarak serbest bırakıldılar. Haluk Kırcı üç kere sözümona “yanlışlıkla” tahliye edildi. Üçünde de avukat arkadaşlarımız tarafından itiraz dilekçeleri verilip kararın düzeltilmesi sağlandı. Bu katliamın “Reis”i Abdullah Çatlı iki defa yakalanıp bırakıldı.Devletin bir yerlerinde onları kollayanlar, gözetenler hep oldu. Derin devlet kendi adamlarına sahip çıkmayı ısrarla sürdürdü.Bahçelievler Katliamı yapılana kadar eli silahlı karanlık-faşist güçler saldırganlıklarını “sağ-sol güçler arasında silahlı çatışma” anlatılarıyla gizlemeye çalışıyorlardı. Bilinçlerinden ve partilerinden gayri silahları olmayan Türkiye İşçi Partili kardeşlerimizi işkencelerle öldürdükleri o gece en kıyıcı halleriyle yakalandılar. Toplum onları en kıyıcı halleriyle, hiçbir çarpıtmaya yeltenmelerine fırsat kalmaksızın tanıdı. Mızrak bu kez çuvala girmedi.Susurluk kazasından sonra Bahçelievler Katliamı yeniden gündeme geldi ve yeni bir boyut kazandı. Abdullah Çatlı’nın üst düzeyde bir emniyet görevlisi ve o zamanın iktidar partisine mensup bir milletvekili ile aynı arabada bulunması; aynı amaçla, aynı vasıtalarla, aynı yolda yürüme birlikteliğini en açık şekilde örnekledi.Susurluk Kazası Bahçelievler Katliamı faillerinin devlet ile kirli ilişkilerini apaçık bir biçimde ortaya çıkarttı. Bahçelievler Katliamı toplumsal bellekte daha köklü bir biçimde yer aldı. 8 Ekim Türkiye İşçi Partisi’nin “Onur Günü”dür. Bizler, Bahçelievler Katliamı’nda yitirdiğimiz yedi militanın yoldaşları olarak, her yıl yapılan mezar ziyaretleri, toplantılar, anmalar ve protestolar ile, görsel ve yazılı basın yolu ile, gerçekleştirilen paylaşımlar ile Bahçelievler Katliamı’nın takipçisi olduk. Her zaman da olacağız.Bu nedenle güncel bir konuda da görüşümüzü kısaca anlatmak istiyoruz.Bugünlerde “Bahçelievler Katliamı’ndan esinlenilen bir kurmaca” olduğu belirtilerek hazırlanmış olan bir filmin varlığını biliyoruz. Bu filmi henüz göremedik, sözlerimizi söylerken bunun ayırdındayız. Ama gerek değerli gazetecilerin çalışmaları gerekse saygın sinema eleştirmenlerimizin değerlendirmeleri bize bu film hakkında yeterince fikir vermektedir. Bizim bu filmin sanatsal yönüne ilişkin bir şeyler söylememiz elbette ki söz konusu olamaz. Ancak faşizmin vahşi, kan dökücü yüzünün her yönüyle ortaya döküldüğü böylesine bir katliamın gerektiği biçimde ele ele alınıp işlenmesi konusunda bazı noktalara kısaca değinmek durumundayız.Yönetmenin ifadesinden filmin ana ekseninin Bahçelievler Katliamı olduğu açık bir biçimde anlaşılırken, “kurmaca” olarak hazırlanmasının bir sonucu olarak gerçeklikten yer yer epeyce uzaklaşıldığı anlaşılıyor.İçinde yaşadığımız dönemde yapılan bazı dizilerin ve filmlerin tarihsel gerçeklerin ideolojik olarak yeniden şekillendirilmesinin bir aracı olarak kullanıldığı, böylelikle tarihin egemenlerin çıkarları doğrultusunda yeniden yazılmaya çalışıldığı dikkat çekmektedir. Böyle bir ortamda yapılmış olan bir filmin tarihsel bir gerçeklik olan, dava kayıtları-tutanakları ile her bakımdan belgelenmiş bulunan Bahçelievler Katliamı’nı, yapıtın “kurmaca” olmasının yarattığı çerçeve içinde istediği gibi eğip bükmesi; faşist katiller ile öldürülen arkadaşlarımızı neredeyse eşitleyen bir yaklaşıma sahip olması; manidar bir biçimde kimi partili yoldaşlarımızın partiden gizli silahlandıkları gibi olmadık repliklere yer vermesi; bu vahşi katliamın, bizi adım adım 12 Eylül darbesine götüren uğursuz planların uğursuz bir aracı olma durumu ortadayken, “şiddetin” nedenini katillerin “siyasi inancı” olarak açıklamaya çalışması bizleri ciddi bir biçimde düşündürmektedir. Politik nedenleri olan bir olay politik bir bakışla ve dahası doğru bir politik bakışla ele alınmak durumundadır. Bu da sağlam bir politik kavrayışa, sağlam bir entelektüel temele sahip olmayı, bu yönde bir cesareti ve ağır bir sorumluluğu gerektirmektedir. Bu ülkede pek çok seçkin sanatçımız da bunun başarılı örneklerini vermiştir. Sözlerimizi sonlandırırken bir kez daha yineleyelim: Bahçelievler Katliamı’nda faşist cellatlar tarafından vahşice “biçilen” sevgili yoldaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız!d edi.
Faruk Ersan'ın mezarı başında yapılan etkinliğin ardından Topluluk Fevzi Azırcı'nın mezarı başında buluştu.Burada da yapılan saygı duruşunun ardından Sabri Tarlacı konuştu.Tarlacı Fevzi Azırcı'nın faşist katiller tarafından katledilmesi ve devrimci kişiği hakkında bilgiler vererek devrimcileri katletmekle devrimcierin fikirlerini katledemezsiniz dedi.
Anma etkinliğine katılan topluluk 78 li kuşağın Dev-Genç önderlerinden Nasuh Mitap'ın mezarı başında buluştu..Yahya Balcı tarafından yapılan konuşmada, Nasuh Mitap'ın Devrimci kişiği anlatıldı.Bölgemizin giderek Ortadoğu bataklığına saplanmaya yüz tuttuğu bir dönemde sorunların savaşla, ırkçılıkla ve sağcı politikalarla çözülemeyeceğini anlattı.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.