Bozulan Ekonominin Bedelini Biz Ödemeyeceğiz.
Türk İş'e bağlı Yol İş sendikasına üye işçiler Türkiye'de 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kırklareli'nde de 81 ilde eş zamanlı olarak yapılan basın açıklamasında destek olarak Yol İş Sendikasına üye işçiler Karayolları ve İl Özel binası basın önünde basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı.24 Eylül Salı günü saat 07.30'da yapılan basın açıklamasının açılış konuşmasını Yol İş İstanbul 1 No'lu Şube Başkanlığı Karayolları 15.Şube Şefliğinde Baştemsilci Mustafa Mert Atsüren yaptı.Atsüren açıklamasında,Türkiye ucuz iş gücü ülkesi olmayacaktır. Rekabeti düşük işçi maliyeti sağlanmamalıdır.Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz dedi. Basın açıklamasını ise Haydar Çoban okudu.Çoban okuduğu basın açıklamasında,Değeri basın mensupları, bugün yine bir aradayız sıkıntılarımız artarak devam ediyor.Hayat pahalılığı,Satın alma gücümüzdeki gerileme vergi sistemi,Kamu işyerlerinde ücret dengesizliği,İşsizlik,Güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı mülteci istihdamı gibi sorunlar,Başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır.Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısı ile mücadele etmektedir.Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık.Ardından 26 Ağustos'ta Tekirdağ-Çerkezköy'de, 3 Eylül'de ise Zonguldak'ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık.Sesimizi duyurmak istedik, Sağduyulu davranmaya gayret ettik, Diyalog kapılarını açık tuttuk ancak bir sonuç alamadık.Sürekli sabırlı olmamız istendi, ama bıçak kemiğe dayandı.Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz.Markette, pazara, temel tüketim ürünlerine tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk.Büyük şehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı.Okullar açıldı, eğitim masraflarının altından kalkılamaz bir hale geldi, analar, babalar çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz diyor.Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi önümüz kış işçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor.Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaletti artıyor.Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu.İşçinin milli gelirden aldığı pay azalırken iş verenlerin payı her geçen gün artmaktadır.Buradan tekrar söylüyoruz asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının, asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir.Sosyal barış olmaz. Değerli arkadaşlar Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı.Enflasyon kadar, ücret zammı yoksulluğun sürmesidir.Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımız gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor.Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor.Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır.Enflasyon bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır.İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakarlığa kazancını ve servetini artınlar yapmalıdır.Değerli Arkadaşlar Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir.Az kazanandan, az çok kazanandan çok vergi alınmamalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var, Ama işçini ödediği kadar vergi vermiyorlar.İşçiler 12 Ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergiler var.Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretinin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilerin yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.Değerli Arkadaşlar,Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz.2023 yılında çerçeve anlaşma protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır.Enflasyonun yüksek olması sebebiyle sözleşme başlangıç tarihleri arasında ki 1 aylık zaman farklı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır.Bu sorun işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek, noktaya gelmiştir.Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık.Yürürlük, başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan bu toplu iş sözleşmelerindeki ücret zam oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır Değerli arkadaşlar,Sosyal güvenlik sistemimizde bir çok sorun çözüm beklemektedir, ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir.Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır.Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan 2 işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların, emekli aylıkları 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır.Bu durum bir çok işçinin emeklilik başvuru'su yapmasına sebep olmaktadır, nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir.Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir Değerli Arkadaşlar,Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi olacağı kıdem tazminatıdır.İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmek, çocuklarını evlendirmekteydi. Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda "kızımın çeyizi, oğlumun düğün parası" dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk.TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadele ile bugüne kadar kıdem tazminatına dokundurmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içerisinde eridi.Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçinin mağduriyetini her geçen gün artırdı.Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt askeri ücretin 7,5katı olması gerekmektedir.Değerli Arkadaşlar,TÜRK-İŞ sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışana ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisi ile çalışanlara baskı kurulmak isteniyor.Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabeti düşük işçi maliyeti sağlanmamalıdır.Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz geçim sıkıntısını biz çekiyoruz.Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz.
Yaşasın TÜRK-İŞ, Yaşasın emek, Barış ve Özgürlük Mücadelemiz dedi.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Çocuk haklarının neresindeyiz ?
- Kırklareli TSO, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Kırklareli Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nün “Bilgilendirme ve Tanıtım Toplantısı”na Ev Sahipliği Yaptı
- BEBEKLER ÖLMESİN, KADIN CİNAYETLERİNE SON
- ‘Paranoya’ Galası Yapıldı
- KIRKSEDER İLE SANATA VE EDEBİYATA İLGİ BÜYÜYOR
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.