ÇYDD ÇEDES'E SON VERİLMESİNİ İSTEDİ

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kırklareli Şubesi ÇEDES Projesine tepki gösterdi ve konu ile ilgili bir basın açıklaması yaparak Anayasa’ya ve Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırı olan ÇEDES projesinin sona erdirilmesini istedi.ÇYDD Kırklareli Şubesi tarafından düzenlenen basın açıklamasını ÇYDD Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç okudu.
ÇYDD Kırklareli Şube Başkanı Meriç okuduğu basın açıklamasında,Okullarda imam, müezzin ve din görevlilerinin bulundurulmaması, personel eksikliği varsa atama bekleyen eğitim fakültesi mezunu öğretmenlere öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.
Meriç açıklamasında,Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere "değerler eğitimi" veriyor.ÇYDD olarak okullarda din görevlilerinin “manevi danışman” olarak görevlendirilmesine olanak tanıyan ve kamuoyunda tepki çeken ÇEDES projesinin sona erdirilmesini istedi. Laik, bilimsel ve karma eğitimin ödünsüz şekilde korunmasını talep eden Meriç, “Okullarda ve MEB teşkilatında hiçbir tarikat ve cemaat yapılanmasına izin verilmemelidir. Tarikat ve cemaatlerin yüzyılın iyilik hareketi denilerek kamu kurumlarına ve eğitim alanına girmesinin acısını FETÖ darbe girişimi ile ulusça yaşadığımızı unutmamalıyız, gerekli dersler çıkarılmalı, benzer hatalar yapılmamalıdır” ifadelerini kullandı.Bütçeden MEB’e ayrılan payın ve okullara gönderilen ödeneklerin artırılması, okul çağındaki çocuklara sosyal devletin bir gereği olarak beslenme desteği verilmesi, kız çocuklarının okullaşmasının önündeki engellerin kaldırılması, müfredatın ve ders programlarının çağın gereksinimlerine uygun şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi.Meriç açıklamasına,Cumhuriyet ve Cumhuriyetin kazanımları konularının müfredatta yeteri kadar yer almadığını  bu kavramların daha kapsamlı ve güncel şekilde yer verilmesi gerektiğini ifade etti.Öğretmenlik mesleğinin maddi ve mali yönden cumhuriyetin ilk yıllarındaki saygınlığına kavuşmasını, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yapılacak düzenlemelerle öğretmenliğin sıradan bir devlet memurluğu konumundan kurtarılması, kapanan tüm köy okullarının bir plan kapsamında açılması, tek bir öğrencisi olan köylerin bile öğretmensiz kalmaması ve taşımalı eğitim uygulamasından dönülmesi taleplerinde altını çizen Meriç, özel okul, kurs, yurt ve pansiyon gibi yerlerin sıkı şekilde denetlenmesi, izinsiz açılan yerlerin kapatılması, sorumlular hakkında yasal süreç başlatılması, MEB’in bu kapsamdaki yetkilerinin artırılması, Öğretim Birliği Kanunu’nun ödünsüz şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti.Meriç, değerler eğitimine de değinerek  bu eğitimin evrensel ölçütlere ve UNESCO tarafından yapılan tanımlamalara uygun olarak verilmesini eğitime dair diğer talepleri ise atanmayan öğretmenler sorununun çözülmesi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesi, başta İstanbul olmak üzere okulların deprem ve diğer risklere göre analizlerinin yapılması, gerekli önlemlerin alınması, sınıfların öğrenci sayısının düşürülmesi, derslik sayısının artırılması gerekir dedi.