"VATANDAŞLARIMIZ RANTA VE SİYASİ HESAPLARA KURBAN EDİLEMEZ"

Kırklareli İnşaat Mühendisleri Oda Temsilciliği gazetemize özel bir açıklama yaptı.
 İ.M.O Kırklareli İl Temsilcisi Sertaç İpek ve yönetim kurulu tarafından yapılan ortak açıklamada, Öncelikle hepimizin başı sağolsun. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet yaralılara acil şifa diliyorum. Beklenen bu depremin etkilerini sarmak için herkes gibi biz TMMOB  ve İMO  üyeleri olarak çalışıyoruz. Şu anda İMO Tekirdağ Şube olarak meslektaşlarımız hasar tespit çalışmaları için afet bölgesinde çalışıyor. Neler olduğunu anlamak depremin etkisini ölçebilmek açısından yerinden raporlar paylaşılacaktır yakın zamanda. Biz ilk izlenimlerimiz olarak paylaşmak istediğimiz bazı konular var tab ki.Ülkemiz deprem ülkesi cümlesi artık klişe bir cümle haline gelse de önemini ciddiyetini ve gerçekliğini değiştirmemektedir. 10 ilimizi etkileyen bu büyük felakete iki deprem üzerinden bakmak gerekmektedir. 7.7lik İlk depremin yıkıcılığı ve enerjisi açısından fazlasıyla büyük olmasıyla birlikte diğer bir fay kolunda bulunan 7.6lık ikinci deprem maalesef ki yıkımı daha da arttırmıştır. Kahramanmaraş depreminin yıkıcılığını karşılaştırmak gerekirse; Uluslararası kayıtlarda büyüklüğü 7,6 olarak geçen 1999 Marmara Depremi’nde PGA değeri, (En büyük yer ivmesi) halkımızın daha net olarak anlayabileceği şekilde tanımlarsak “ bir depremde yeryüzünün belirli noktalarının ne kadar şiddetle sallandığını gösteren değer “ olarak parametre indirdiğimiz PGA değeri  Kocaeli'de 0,41g olarak ölçülmüştü.Birkaç ay sonra, Kasım ayında Düzce'de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde PGA değeri bu kez Bolu'da 0,81g olarak gözlenmiştir.23 Ekim 2011'de gerçekleşen 7,2 büyüklüğündeki Van depreminde ise PGA, 0,2g olarak ölçülmüştü.6,6 büyüklüğündeki 24 Ocak 2020 Elazığ depreminde ise bu ivme 0,3g olarak kayıtlara geçmiştir.Kahramanmaraştaki depremin de 0.68g lik bir ivme değeri oluşturduğu görülmüştür.Kırklareli Merkezde tasarım depremi için dikkate alınan PGA değer  0.165g dir.  Her ne kadar yıkımı açısından bu iki deprem çok büyük olsa da öncesinde alınması gereken önlemler açısından da o kadar yetersiz kalınmıştır. Bu konu da herkes kendine pay çıkarmak zorundadır kimse kader kısmet diye bu olayı geçiştirmemeli bilimin ışığında kararlar almak zorunluluğunu fark etmelidir. Türkiye olarak bakış açımız; deprem sonrasına hazırlıklı olmak değil, deprem öncesinde önlem almak olmalıdır. Her ne kadar 99 depremi milat olarak alınsa da, maalesef öyle olmadığını geçen 24 yılda bugün acı bir şekilde tekrardan tecrübe ediyoruz.Biz İnşaat mühendisleri odası Tekirdağ şubesi olarak şuan afet bölgesinde çalışmalarımızı her ne kadar sürdürmeye çalışsak da engellemelerle karşılaşan ve yok sayılmaya çalışılan uzmanların ve bilim insanları olması hala bazı durumlardan ders çıkarılmadığını göstermektedir.Hepimizi derinden yaralayan ve cumhuriyet tarihinin en büyük deprem felaketlerinden birisi olan bu yıkıma teknik açıdan bakmak gerekirse zemin etütlerinin Türkiye bina deprem yönetmeliklerine uyulması gerekliliğinin, denetim mekanizmalarının doğru bir şekilde çalışmasının ve imar planlarının hayati önem taşıdığını vurgulamak gerekir. Malzeme kalitesi olarak 99 depremine göre önemli aşamalar kaydetmiş olsak da bu ilerleme, öncelikli olarak deprem fay hatlarına yakın olan yapı stoğumuzun yenilenmesiyle işe yarar hale getirilememiştir.  1 Ocak 2019 da yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği gelişen ve değişen bilimin öncülüğünde standartlarımızı yukarı çekmiştir. Sahada uygulaması doğru bir şekilde yapılan projelerin hayat kurtardığını bugün bir kez daha görmüş olduk. 2001 yılından itibaren kanun hükmünde kararname ile imar hayatına giren Yapı Denetim Firmalarının denetim mekanizmasındaki aksaklıklar hali hazırda ne kadar müteahhit yapı denetim ilişkisi kesilmiş olmasına rağmen sahada yapılan uygulama hatalarının önüne bir türlü geçilememiştir. Çünkü sahada yapılan uygulamaları gerçekleştiren Usta ve kalfalar yaptıkları imalatlarda istemeden veya bilinçli olarak göz ardı edilerek yapılan ve denetim bünyesindeki denetçi ve kontrol elemanlarının denetiminden kaçan hata unsurları depremde çok büyük sonuçlara sebep olmaktadır. Bu nedenle yapıyı imal edecek olan usta ve kalfaların yapacakları hatalarda ne gibi durumlara sebep olacakları durumlarla ilgili ciddi bir eğitimden geçmeleri ve gerekirse bir eğitim sonu sınav ile alacakları yetkinlik belgesi ile işlerine devam etmeleri sağlanmalıdır. Bu durum kişinin vicdan örgüsüne bırakılmamalı ve mutlaka binayı yapımında bulunacak ustaların kayıt altına alınarak mevcut sonuçlardan sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
   Yapılan veya yapılacak imar planlarının kişilere veya müteahhitlerin isteklerine göre değil, zemin etüd raporlarına ve bilimsel araştırmalara göre yapılması çok önemlidir. Bazı arsa sahipleri ve müteahhitler her ne kadar yüksek katlı,  ticari değerli konutlar ve dükkanlar istiyorsa da yönetimler insan hayatını birinci plana koyma cesaretini göstermek zorundadır. Vatandaşlarımız ranta ve bazı siyasi hesaplara kurban edilemez dedi.