1923 AYDINLANMA DEVRİMİ, SİYASAL İSLAMCI AKP VE SEÇİMLER!
24 Mayıs 2022, Salı 12:59İnsanlığı laiklik ve demokrasiye yaklaştıran devrimler İngiltere, Amerika ve Fransa’da gerçekleşti. İngiltere ve Fransa’da ki devrimler feodalizm ve aristokrasiye , Amerika’da ki devrim ise kolonyalist (sömürgeci) yönetime karşı yoksul kesimlerin de desteğini alan, burjuvazinin önderliğinde gerçekleşti. Bu süreçler aşağıdan yukarıya doğru işledi ve demokratikleşme olgusu ortaya çıktı.Bunlar “Burjuva Devrimleri” idi. Burjuvazinin yeterince güçlü olmadığı ülkelerde ise feodalizmden “modern kapitalizm”e geçmek ordunun önderliğinde gerçekleşti ve yukarıdan aşağı oldu,demokratikleşme cılız kaldı. 1923 Aydınlanma Devrimi, burjuva sınıfının güçlü olmadığı için ordu, küçük burjuva aydınlarının vs. önderliğinde gerçekleşti. 1923 Aydınlanma Devrimi’ne anti-emperyalist olan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasının olanak sağladığını unutmamak gerekiyor. Doğal olarak 1923 Aydınlanma Devrimi aşağıdan yukarı olmadı ve bu yüzden demokratikleşme yeterli düzeyde gerçekleşmedi. Burjuvazinin yeteri kadar güçlü olmaması 1923 Aydınlanma Devrimi’nin radikal olmasını engelledi ve feodal sınıflar tasfiye edilemedi. Bilindiği gibi ulusal Kurtuluş Savaşı “Kemalist” lerin önderliğinde gerçekleşti ve ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde 1923 Aydınlanma Devrimi gerçekleşti. Kemalistler ve Mustafa Kemal Atatürk bu eylemlerinden dolayı diktatörlükle suçlanmışlardır. Evet, Kemalistler ve Mustafa Kemal Atatürk diktatördü ama, olanların diktatörlüğü, 600 yıllık saltanatı, hilafeti tasfiye eden egemenliği gökyüzünden yeryüzüne indiren halka veren “Demokratik Diktatörlük” idi. Yani demokrasinin önünü açan diktatörlüktü. Tarihte zorun önemi ve anlamı vardır. Üstelik Kemalistler bunu 3000 bin yıldır “Kul” ( Hititler, Bizans ve Osmanlı’dan bu yana) kültürünün egemen olduğu bu topraklarda yaptılar. 1923’ler dünyasında tarihi ilerleten güçler Kemalistler idi. Laik Cumhuriyetin en büyük handikapı, onun kazanımlarını sahiplenip daha da ileriye götürecek olan sola kapalı olmasıydı. 1946 yılından sonra “Soğuk Savaş” dönemine girilmesi, laiklik ilkesinden ödün verilmesi, köy Enstitülerin kapatılması, ilahiyat fakültelerinin sayısının arttırılması ve dinin siyasallaştırılması, siyasal islam’a giden yolun kilometre taşlarıydı. 1961 Anayasasının sağladığı göreceli özgürlük ortamı ve dünyadaki gelişmeler etkisi ile Türkiye'de sosyalist/devrimci ve sosyal demokratik solun ivmesi artmıştı. Solun karşısına paramiliter güç olarak ülkücü/ milliyetçiler çıkarıldı. Bu solun gelişimini durdurmaya yetmedi ve ardından 12 Mart Muhtırası geldi. Kurulan Milliyetçi Cephe hükümetleri çözüm olmayınca, bu kez,egemen sınıflar 12 Eylül Askeri Faşizmine sarıldılar. Atatürkçü olduklarını söyleyen 12 Eylül darbecileri , gerçekte Kemalizmin laik ve Aydınlamacı yanına karşıydılar. Kemalizmin ve Cumhuriyet’in aydınlanmacı özünün ilerici fikirlere yataklık yaptığını düşünüyorlardı.Haksız oldukları söylenemez. Ülkücü hareketin 1980 öncesinde solu durdurmada başarısız kalması,12 Eylül Atatürkçülerini Siyasal İslamcılığı desteklemeye itti. Bu yöneliş “yeşil kuşak” siyaseti ile de uyumlu idi. Önce askeri ve sivil bürokrasiden Kemalizm kazındı, ardından laiklik ilkesi eğitim kurumlarında sınırlandırıldı. Devlet islamcı kadrolara açıldı. Fethullahçı çetenin ordu da, örgütlenmesi bu yıllarda başladı. Amaç, Kemalizmin sol yorumu dahil, solun ve sosyalist hareketin tamamıyla tasfiyesiydi. Darbe yönetimi kontrollü bir islamizasyon süreci yönetmeye çalışıyordu. Bu süreçte Türk-İslam Sentezi devletin resmi ideolojisi, olarak Kemalizmin yerini aldı.( 1970 yılında kurulan Aydınlar Ocağı, Türk- İslam Sentezi anlayışı ile 12 Eylül Faşizm’nin ihtiyaç duyduğu ideolojik zemini sağlıyordu. Siyasal islamcılıkla faşist milliyetçilik arasında 1960'lı yıllarda kurulan iletişim, İdeolojik düzlemde Türkçü yanın silikleşmesi ve İslamcı yanın baskın hale gelmesini getirdi.)
Ezcümle; 20 yıldır iktidarda olan ve 200 yıldır bu topraklarda sürmekte olan, Osmanlı-Türk Modernleşmesi’nin pik noktası olan 1923 Aydınlanma Devrimi’nin kazanımlarını tasfiye eden ve yerine Teokratik(dini) bir devlet kurmak isteyen Siyasal İslamcı AKP böyle bir sürecin ürünüdür. 2023 yılının, haziran ayında ya da erken yapılacak seçimi Aydınlanma ve Modernite Devrimi’nden yana olan güçlerin kazanması durumunda, yarım kalan 1923 Aydınlanma Devrimi de tamamlanacaktır! Erken ya da zamanında yapılacak seçimlerin tarihsel anlamı burada yatmaktadır!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum