2021'den 2022'ye giderken
29 Aralık 2021, Çarşamba 15:48Trakya büyük bir bölümü Ergene Havzası ve Istrancalar’dan oluşuyor. Bu bölgede ki doğal varlıklar Trakya’nın ve İstanbul’un yaşam kaynağı.
Ergene Nehri plansız yapılaşma ve sanayi uğruna yok edildi. Trakya’nın tek akarsuyu, plansızlık ve kirli sanayileşme sonucu akarsıvı oldu. Nehirden su degil sıvı zehir akıyor
Geçtiğimiz yıllarda Zehirli sıvı olduğuna bir gencimizin intiharı ile yüzleştik. Gencecik bedenini tarihi taş köprüden Ergene deki sıvının içine atan Onyedi yaşında ki bir gencimiz için üzülmemek elde değil. Hayatının baharında Ergene Nehrinde kayboldu, Gitti. Yerel ve Ulusal basında yer alan haberlerde arama ve kurtarma için gelen resmi ve sivil kurtarma ekiplerinde ki balık adam ve dalgıçlar arama yapmak için Ergene’den akan sıvıya dalış yapmadılar. Yapamadılar. Çünkü Su değil, sıvı akıyor. Hem de Niteliği belirsiz bir sıvı..
Ergene için 2011 yılında Ergene Havzası Koruma Eylem planı yapıldı. Nehir temizlenecek, Balık tutacaktık.. Bu gidişle balık adamların bile giremediği Ergenede balığı ancak yarım asır önceki fotoğraflarda görmeye devam edeceğiz.
Istrancalar da gördüklerimiz. Yaşadıklarımız
Ergene kaynakları üzerinde Vahşi madencilik ve RES için kilometrelerce kesilen onbinlerce ağaç Yerlatı suyu besleme alanları üzerinde patlatmalı madencilik faaliyetleri. Istranca ormanlarında ormancılık dışında her şey var. Dünyanın temiz içme suyu kaynaklarını nasıl koruduğunu, örnek almak yerine yok etmeyi seçiyoruz. Ne uğruna yok ediyoruz.. Aş ve iş diye gelen sanayileşme, yarım asır önce gelip Ergeneyi nasıl yok etti ise, bugünde aynı söylem ve aynı işlemle Istrancaları ve içindeki, çevresinde ki yaşamı yok ediyor. Kırma eleme tesisleri, çimento fabrikaları, tras, mermer, taş, çakıl .. Sayılamayacak kadar çok.. Mevcutların yanı sıra her gün yeni bir proje duyurusu..
Üstelik Istrancalar Avrupa’nın en önemli Doğa Alanından birisi. Son buzul çağında bile yaşamın devam ettiği Istrancalar’da, UNESCO ya sunulmak üzere hazırlanan biyosfer rezerv alan çalışması yapılmış. Sadece yapılmakla kalmış. Dünyada sadece bu büyüklükte 3 noktada Amazonlar-Afrika Kongosu, Kırklareli İğneada da bulunan subasar (longoz) ormanları İçin GFE II projesi yapılmış. Bu da sadece yapılmış. Yaşamı korumak için yapılan projeler hayata bulmaz iken, yaşamı yok edecek projelerin, her gün yeni bir tanesi doğal ve sosyal yaşamı yok etmek için faaliyete geçiyor .
Sonuç olarak, Bölgemiz için ya planlar yanlış yapıldı, ya da doğru planlar yanlış uygulandı. Kaybettikçe kaybediyoruz. Önce Ergene öldü. Ardından yeraltı sularımız ve topraklarımız kirlendi.Orman varlıklarımız vahşi madencilik ve enerji yatırım projeleri ile daraldı. Azaldı. Azalıyor.
1/3 Bulgaristan tarafında olan Istrancaları 2/3 ise ülkemiz topraklarında. Karşı taraf 26 yıldır biyosfer rezerv alanı. Korunuyor. Aynı çalışma UNESCO ya sunulmak üzere 2008-2010 yılları arasında 130,000 Ha alanda bizde de yapıldı. Sonuç Korunamıyor.
Bir ormanın iki yakasında ki en önemli fark ise orman yollarında ki tabelalarda var. , BG tarafında “dikkat hayvan çıkar” , bizim tarafta ise “dikkat kamyon çıkar” yazıyor. Üzülmemek elde değil
Avrupa kıtasının en önemli doğa alanlarından biri olan Istrancaların dağı ormanı BİYOSFER REZEV ALANI ilan edilmelidir.
Longoz ormanları ve longozun su kaynakları RAMSAR kapsamına alınmalıdır.
Trakya toprakları TARIMSAL SİT ilan edilmelidir.
Ergene kaynakları mutlak koruma altına alınmalı,
Sanayi atıkları yerinde arıtılmalıdır.
Ergene nehrine akan dereler aracılığı ile atık bırakılmamalıdır.
Bu varlıklarımız geleceğe bırakabileceğimiz en değerli mirastır.
Son buzul çağını yaşamayan Istrancalar, Bugün taş devri çağını yaşıyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum