AKP İKTİDARI, DİNCİ/IRKÇI BASKI REJİMİNİ GÜÇLENDİRİYOR, KURUMLAŞTIRIYOR
02 Ekim 2024, Çarşamba 11:53
Bir proje olarak kurdurulan ve iktidar yapılan AKP, geldiği günden beri, kendisine çizilen ve görev olarak verilen, Laik, Demokratik Cumhuriyeti yıkma/yöketme, yerine katliamcı dinci/ırkçı bir rejim kurma işini kararlılıkla yerine getirmeye devam ediyor. Proje gereği, uluslararası emperyalist ve sermaye çeteleri, laik cumhuriyete düşman çevreler, tarikat/cemaatler, devlet gücüyle yaratılan yüzbinlerce trol ve yandaş medya desteği ile 22 yıllık iktidarı sürecinde büyük mevziler kazandı. Geldiğimiz noktada, AKP devlet, devlet AKP oldu. Devlet denen kurumlar topluluğu, işlevini yitirdi. Anayasadaki, ‘Türkiye Cumhuriyeti,laik,demokrati,sosoyal hukuk devletidir’ sözü geçersiz kaldı. Yasama, yürütme, yargı bağimsızlığını ve işlevini yitirdi. Şeklen varlıkları sürmesine rağmen, gerçekte, bütün devlet kurumları, içeride dış temsilciliklerinde, atama, terfi, disiplin, kıdem, karar verme, iç işleyiş vb. tek adama bağlı, mutlak merkeziyetçi bir yapıya dönüştü. Devlet bütün olarak, AKP başkanının/sarayın şahsında şekillenen bir baskı aygıtına dönüştü. Keyfiliğe dayanan, sınırsız yetkili, ama sorumluluğu olmayan garabet bir rejim kuruldu. Memleketi ve toplumun geleceği tek kişini yetkisine verildi.
Baskıcı tek adam rejimi, şimdi, tam egemen olmadığı alanlarda egemen olmak, eğitim ve sağlığı bir yandan piyasacı yapmak, bir yandan da dinci/şeriatçı temelde sağlık ve eğitimi yerleştirmek, emniyet, istihbarat ve orduyu Cumhuriyet devletinin değil, dinci/şeriatçı tek adam istibdat rejiminin memurları yapmak, haklarını isteyen işçi, memur, öğrenci, köylü, esnaf vb kesimlerin, açlık ve yoksulluklarına gösterdikleri/gösterecekleri tepkileri bastırmak, oy deposu gördükleri cemaat/tarikat ve şeriatçi örgütlerin önünü açmak, hak ve hukuku yok ederek, yargıyı sopa gibi kullanmak vb. için yeni baskı yasaları ve uygulamalarını hayata geçirmek için çaba sarfediyor. Çünkü toplum açlık ve yoksulluk içinde. Bıçak kemikte. Ülke kaynakları ve vergiler, iktidarca ve yandaşlarca talan edildi. Satılmadık tesis bırakılmadı, şimdi dağlar, ovalar, yaylalar, meralar satılıyor. Kaynaklar yerli yabancı sermaye çetelerine peşkeş çekiliyor. Döviz borcu 512milyar doları aştı. Kamunun borç stoku,30 haziran itibarıyla 6 trilyon 337 milyar. Ülke talan ediliyor. İktidar, aynen padişah Vahdettin gibi, ‘yeterki iktidarda kalayım, toplum ve memleket nolursa olsun zihniyetinde’. Zengin daha zengin olurken yoksulluk ve açlık derinleşiyor.
Memleket bu kadar perişan, toplum bu kadar açlık ve yoksulluk içindeyken muhalefet ne yapıyor? Gerekli çalışmayı ve tepkiyi örgütleyemiyor. Sosyalist sol, ne yazık ki, iktidar seçeneği değil. Altılı masa partileri, hayal edemeyecekleri sayıda vekil aldılar ve rahatlar. Mücadele dertleri yok. Muhalefetin amiral gemisi konumundaki CHP, üzerine düşen sorumluluğu ve iktidarın ülkeyi getirdiği felaket durumunu, ne yazık ki kavrayamamış, gereksiz tartışmalar içinde kaybolup gidiyor. Yerel seçimlerde, başta emeklilerin olmak üzere, toplumun gerçek sorunlarını gündeme getirdiler. Çok zor durumdaki halkın desteğini alarak, kendilerinin bile beklemediği bir başarı yakaladılar. CHP bu başarının, halkın iktidara duyduğu öfkenin bir sonucu olduğunu ne yazık ki göremedi. Panik içindeki iktidar ve ortaklarına nefes aldıracak, can suyu olacak , normalleşme, yumuşama vb gibi saçma sapan söylemlere ve karşılık geliş- gidiş, görüşmelere yöneldi. Sanki, siyaseti sertleşmesinin, hakaret, tehdit ve küfürlerin kaynağı, iktidar değil de, CHP imiş gibi görüntülere girildi. Bu yolda devam ederlerse, toplumun desteğini kısa sürede kaybedeceklerini göremediler, göremiyorlar. Görüldüğü kadarıyla, CHP yönetimi, emperyalistlerin bir projesi olan AKP iktidarını, bunlara verilen cumhuriyeti yıkma görevlerini, AKP’nin devletleştiğini, karşılarında normal bir devlet ve iktidar olmadığını, tarikat/cemaatlerin, yerli yabancı çete/mafyaların, yerli yabancı emeperyalist sermayenin, Arap alt emperyalizminin desteklediği, bir örgüt olduğunu, Cumhuriyetin kaybedildiğini ama mutlaka geri kazanılması gerektiğini, bunun için klasik
seçim işinden daha çetin ve karalı bir mücadele örgütlemeleri gerektiğini, hala anlamamış görünüyorlar. Bunu algılamadıkları için, önceki başkan Kılıçdaroğlu, RTE aday olamaz diye mücadele edeceğine, ’anayasaya aykırı ama aday olsun biz seçim sahasında yeneceğiz, dedi. Şimdiki başkan Ö.Özel de, RTE aday olamaz diyeceğine, ‘seçim süresinin yarısı senden yarısı benden’ havasında aday olsun seçimde yeneriz diyor. Neyi, kiminle bölüşüyorsunuz. Bu talep, bir yandan pazarlık, bir yandan da bu garabet rejimi meşrulaştırmaz mı
CHP ciddi bir mücadele hattı oluşturmalı ve kendisi olmalıdır. Laiklik ve Demokratik Cumhuriyet taleplerini yüksek sesle dile getirmelidir. İktidarın, karşı devrimci darbe ve tuzaklarına karşı, sadece basın açıklamalarıyla yetinmemelidir. Merkez ve taşra örgütlerini harekete geçirmeli ve denetlemelidir. Ahlaksızlığı ve rüşvet işleri taa ABD’ye uzanmış bir iktidarın, rüşvet meselesi, FBI tarafından kalem kalem, isim isim ortaya konmuşken, iktidarı savunmak, tartışılmak CHP’ye mi kaldı. E. İmamoğlu’nun ahmak davasındaki rezilliğe ve tuzağa bakın. Cumhuriyet ve laiklik düşmanı şeriatçı katiller örgütü Hizbullahın siyasi temsilcisi, milyonlarca vatandaşa resmen AHMAK diyor kimsenin kılı kımıldamıyor, ama İmamoğlu’na uyduruk cezalar veriliyor. Bu iktidarla neyin normalleşmesi olacak acaba. Ayrıca başta cumhurbaşkanlığı olmak üzere partide kafası esen kendince gazel okuyor. Bu kadar düzensiz, özensiz konuşmalar güven vermiyor. Sadece gündem değiştirmeye ve iktidarın işini kolaylaştırmaya yarıyor.İktidarın her tertiple partiyi karaıştıdığı görülmüyor mu? CHP kendine çeki düzen vermelidir.
Demokratik Cumhuriyet ve Cumhuriyet Devrimlerini, Laiklik ve Demokrasiyi kazanmak ve korumak, sadece partilerin değil, insanca ve özgürce yaşamak isteyen herkesin görevidir. Ülkeyi ortaçağ şeriatçı karanlığına sürükleyen iktidara karşı, DEMOKRSİ CEPHESİ’ni tez elden oluşturmalıyız.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum