AKP’nin tek adam şahıs rejimi, ciddi sıkıntıda. Laik  Cumhuriyete karşı izlediği siyasal İslamcı siyaseti, memleketi bunalıma, milyonlarca  yurttaşı açlık ve  sefalete  sürükledi Memleketi, yolsuzluk batağına soktu, Yasakları kurumsallaştırdı. Cumhuriyetin ‘yurtta  barış dünyada barış’ temel politikasını, BOP sayesinde Ortadoğu fatihi ve dünya lideri olma hayalleriyle terk ederek, maceralara girişti. Sonunda,  ülke,  Ortadoğu’nun  toplama kampına, dinci terör  örgütlerinin yerleşim alanına döndü. Ekonomi bozuldu. İşsizlik, yoksulluk arttı. Memleketi borç batağına  sürüklendi. Anayasa ve  demokratik haklar  askıya alındı. Yargı saraya bağlandı.  Otoriter ve totariter  tek adamı  şahıs rejimi kuruldu.

                    AKP iktidarı, memleketin kaynaklarını düzenli kullanmadı. Yağma ve talan  düzeni kurdu. Trilyonlarca vergiyi, borç alınan yüz milyarlarca doları, yağma ve  talan işlerine  harcadılar.  Cumhuriyet’in  ekonomik kuruluşlarını, fetih ve  ganimet  mantığıyla sattılar. Yatırım yapılmadı, istihdam yaratılmadı. Tarım  ve hayvancılık önemsenmedi. Sanayi ve temel gıda  maddelerinde dışa bağımlılık arttı. Türk lirası değer kaybetti. Döviz, fiyatlar ve  enflasyon  kontrolden çıktı. Hazinede, merkezde ve bütçede para bitti. İktidarın, Arap dostlarından yeterli desteği alamadığı ve el kapılarından  para dilenmesi de başarılı görülmüyor. Yılda iki bütçe yaptılar. Enerji, petrol ve temel tüketim mallarına yüksek  zam yapmalarına rağmen, ekonomi  krizden çıkamıyor.Kısaca iktidar için deniz bitti. Bu yüzden  panik içinde her alanda saldırıyor.

                     Saray iktidarı, memlekette satılacak her şeyi sattı. Satılacak bir şeyler kalmayınca, AKP  İKTİDARI HAYAL  SATIŞLARINA BAŞLADI. Seçim geliyor. Hazine ve bütçe boş, paraya ihtiyaç var. Sırada,’müjdeli satışlar’ var. TOKİ,  250 bin  konut ve 50bin işyeri yapacak ve bir yılda  sahiplerine verecekmiş. Başka hayali vaatler de yapılacaktır. Masalımsı anlatılan konutların, ucuzluk , taksit ve sürelerin, doğru olmadığı ertesi gün  ortaya çıktı. AKP başkanının söylediği rakamları, bir gün sonra, ilgili bakan ve TOKİ başkanı yalanladılar. Taksitlerin çok yüksek olduğu, enflasyon ve memur maaş zamlarına göre yılda iki defa artacağı, ana borcun ve  taksitlerin, hiçbir çalışanın ve emeklinin  ödeyemeyeceği ortaya çıktı.  Bu konut olayı bir seçim rüşvetidir ve  gerçekliği yoktur. Çünkü, iktidarın, deprem, orman yangını, kentsel dönüşüm ve sel felaketlerinde konutlar  konusunda, verdiği sözler ve yapılmayan işler ortada. 20 yıldır yapmamış da, şimdi mi yapacak. 20 yılda ülkeyi her yönden  felaketin eşiğine getiren iktidarın, sizi ancak ben kurtarırım söylemi, ne kadar akıldışı ve hayal ise, 250 bin konut,50 işyerinin bir yılda yapılıp teslim edilmesi söylemi de o kadar mantıksız ve gerçek dışıdır. Amaç umut tacirliği yaparak, toplayabildiği kadar seçim için para toplamaktır. Gerisi lafı güzaftır.  

                    TBMM’de olan ve olmayan  muhalefet partileri, seçime giderken durumu doğru değerlendirmeliler. Normal bir iktidarla, normal bir seçime  gitmiyoruz. AKP normal bir siyasi parti değil, Laik cumhuriyeti yok etmek için, tüm  şeriatçı tarikat/cemaat, dernek, vakıf ve şeriatçı örgütlerin toplandığı,  ABD projesi olan bir örgüttür. Bir kısım muhalefet zevatının, ‘seçim olacak onlar gidecek biz  geleceğiz’ fantezisinden  vazgeçmesi gerekiyor.  İktidar, Cumhuriyet ve Cumhuriyet kurumlarını yok etmesi dahil, o kadar hukuksuzluk ve  vurgun yaptı ki, kaybederse  neler olacağını biliyor. Bu nedenle,  resmi -sivil bütün  güç odaklarını  devreye sokacak, Büyük tavizlerle topladığı borç paraları  piyasaya sürerek. hayali  vaatler sıralayarak,  seçim  öncesi toplumun kafasını bulandıracak.  Muhalefet, dişiyle, tırnağı ile,gerçekleri anlatmalı ve mücadeleyi örgütlemelidirler. Sahaya inmeli ve halkın, kendi davasına sahip çıkmasını sağlamalıdırlar. (Ana muhalefet CHP’nin,  Trakya dahil, kimi taşra teşkilatlarının da, artık  birlik  ve dayanışma içinde sahaya inmeleri ve genel başkanlarının  çalışmalarına  ayak uydurması  gerekiyor. Ama bu başka bir yazı konusu). Kararsızlık ve korkaklık teslim olmaktır. Cumhuriyeti ve  Cumhuriyet devrimlerini yeniden kazanmak için, Cumhuriyeti kuranların kararlılığına sahip olmaları gerekiyor. Çünkü; Zalimin  zulmüne direnmek haktır.