ASRIN FELAKETİ Mİ? ASRIN REZALETİ Mİ?

Bugün iktidar sahipleri işledikleri korkunç suça mazeret bulmak ve hafifletmek için “asrın felaketi” tabirine sarılıyorlar.  Siyasal İslamcı AKP başta  sağlık, eğitim,barınma ,sosyal güvenlik olmak üzere tüm kamu hizmetlerini adım adım özeleştirdi ve piyasaya devretti. Öte yandan ise Türkiye‘in  bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini görmezden geldi. Nerdeyse deprem olmayan yıl yok! Depremle ilgili hiç bir hazırlık yapmadı!  Yönetici sınıf deprem olunca “ölenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyor...’yaralar sarılacak devletimiz büyüktür’diyorlar... 450 bin inşaat müteahhidinden  birkaçı cezalandırarak kamuoyunun tepkisini azaltmaya çalışıyorlar... İyi de ‘imar affı’nı çıkaranlar yargılanıyorlar mı?  23 yıldır toplanan deprem vergilerinin hesabını veriyorlar mı?  “Yapı Denetim Büroları” rezaletinden kim sorumlu?  Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kent yağma ve talanın hizmetinde değil mi?  Şimdi onbinlerin ölümüne,yaralanmasına, yersiz-yurtsuz kalmasına ‘takdir’i ilahi,’kader planı’ diyorlar... Deprem bölgesine, fay hattı üzerine koskoca kentler kurmanın bir sorumlusu yok mu?  İnşaat kapitalistleri kârı  artırmak için işçilere düşük ücret öder, yeterli güvenlik önlemleri almadığı için bir çok işçi iş kazalarında( iş cinayetleri demek daha doğru) yaşamını yitirir,malzemeden çalar,çürük binalar inşa eder ve o binalar ilk depremde çöker... Deprem, inşaat müteahhitleri için ‘Allah’ın bir lütfudur’...  Yıkılanların yerine çürük binalar inşa etmek için seferber olurlar.   AKP döneminde Türkiye inşaat müteahhitleri ‘cumhuriyetine’ dönüştü. Bütçeyi ve hazineyi utanmazca yağmaladılar ve yağmalamaya devam ediyorlar... Bu yağmadan pay alan ‘pay alan’ siyasetçiler ve bürokratlar var... Geride kalan 20 yılda ‘Kamu İhale Yasası’ boşuna 192 defa değişmedi!  Bütçenin  ve hazinenin yağmalanmasına doğa yağması, ekolojik yıkım da eşlik ediyor...  Bütün bu kepazelikleri ‘büyüme’,’kalkınma ,’ilerleme’ ...adına yüceltiyorlar...  Bütün yaşananları,sefaleti,rezaleti, kepazeliği,çürümeyi kurumların başına liyakatsız-ehliyetsiz bürokratların atmasına da bağlamak yanlıştır!     Bütün bunlar Siyasal İslamcı AKP’ nin ne yapmak isteğiyle ilgili...  AKP mevcut rejim yerine kendi İslamcı rejimini kurmak istiyor. Türkiye’yi bir “İslam Emirliğine” dönüştürmek istiyorlar. Bunun için de önce kurumların içinin boşaltılması, sonra da yenilerinin kurulması gerekiyor. Yüzyıllık yapıları, kurumları yıkıp yenilerini kuruyorlar.  Zengin birikime, deneyime sahip devlet hastanelerini yıkıp, yerlerine ucube  Şehir Hastaneleri bunun  için kuruluyor!  Sonra “Her şey bizimle başladı, ortada ne varsa biz yaptık” diyorlar...  Kendi resmî ideolojini oluşturmak istiyorlar ama bu çaba boşuna!  AKP, geride kalan yüz yıllık  dönemi bir “kayıp” olarak görüyor ve parantezi kapatmak istiyor.  Bu o kadar kolay bir şey değil. Her şeyden önce 200 yıldır sürmekte olan Osmanlı- Türk Modernleşmesi’nin birikimi  buna engel. Bu birikim 20 yıllık Siyasal İslamcı AKP İktidarının  “Parantez” olmasını sağlayacak ve o parantezi kapatacaktır.   Siyasal İslamcı AKP’nin, Türkiye’yi bir “İslam Emirliğe” dönüştürme saplantısı, doğal olarak da aklın, bilimin  liyakatın dışlanması getirdi ve bu da 6 Şubat depreminde “asrın rezaleti”nin yaşanmasına yol açtı.    Türkiye içinde yaşadığı büyük sorunları ancak  laik, demokratik, sosyal ve ekolojik  bir yeni “Cumhuriyet" inşa ederek çözebilir!