CHP

1976 yılından beri Sosyalist Enternasyonal (1951 yılında Frankfurt’ta kuruldu) üyesi olan CHP kendisini Sosyal Demokrat bir Parti olarak tanımlamaktadır.

1951 yılında  Frankfurt’ta kurulan “Sosyalist Erternasyonal” e üye olan partiler; evrimsel süreçlerle de(barışçıl yollarla) olsa Kapitalizmi aşma (üretim  araçlarını kamulaştırma) ve Sosyalizmi gerçekleştirme iddialarından vaz  geçmişlerdir. Avrupa’daki Sosyal Demokrat Partiler Marksist kökenlidir ve sınıf mücadeleleri sonucu tarih sahnesine çıkmışlardır. İşçi sınıfının siyasi partileridir, “sosyal demokrat” Partiler. CHP’si ise Marksist kökenli olmayıp, Yeni Osmanlılar, Jön Türkler, İttihat ve Terakki Fırkası,Kuvayi  Milliye, Müdafai Hukuk Cemiyetleri çizgisinden gelen, Ulusal Kurtuluşçu, kalkınmacı, modernleşmesi, aydınlanmacı (laik) “devrimci”  ve demokratik bir partidir! Sosyal Demokrat Partiler;üretim araçlarını kamulaştırmadan, kamucu ekonomik politikalar ile güçlü bir Sosyal Devlet inşa ederek işsizliği yok edeceklerini, gelir dağılımını düzelteceklerini ve Kapitalizmi “insancıllaştıracaklarını”  savunmuşlardır. 1929 Ekonomik buhranın yol açtığı ikici dünya savaşı sonrası, Avrupa’nın yeniden inşa edilmesi ve  İşçi  Sınıfı’nın Sosyalizm taleplerini kırmak için “keynesgil” iktisat politikalarını  ( karma ekonomi,sosyal devlet...) uygulanmaya başladılar. Bu politikalar 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren, kar oranlarının düşmesi ve kapitalizm yeniden bir  krize girmesi ile egemen sınıflar tarafından  hedef tahtası haline getirildi!. Krize çözüm “Neo-Liberalizm”de (özelleştirme, Sosyal Devletin tasfiyesi vs) görüldü. 1980’li yıllarda  İngiltere’de Thatcher ,ABD’de Reagan ve Türkiye’de  Özal (24 Ocak kararları) neoliberal politikaları yaşama geçirmede başı çektiler.. 1989 yılında Reel Sosyalizmin çökmesi bu politikaların önünü açtı. Öte yan Neoliberal  politikalara Avrupa’da Sosyal Demokrat Partilerin, itiraz etmeleri, direnmeleri bir yana onları yaşama geçirdiler. İşçi Sınıfının 150 yıllık kazanımları bir bir tasfiye oldu, gelir dağılımı bozuldu,ırkçılık horladı ve yabancı düşmanlığı zirve yaptı.  Türkiye’de Özal’la başlayan süreç Çiller’le devam etti ve bir “Soğuk Savaş” döneminin imalatı  olan Siyasal İslamcı AKP ile altın  çağını yaşadı!  Gelir dağılımı bozuldu, işsizlik arttı, sosyal devlet çöktü,ekolojik sorunlar yıkım boyutuna vardı, sendikalar zayıfladı,demokrasinin ön koşulu laiklik büyük oranda tasfiye edildi. Bir ortaçağ kurumu olan tarikat ve cemaatlar(holdingleşti)  ihya edildi.Artı değer sömürüsü ile dinsel sömürü Türkiye tarihinde hiç bir dönem de bu kadar iç içe geçmedi ve yoğunlaşmadı.14-28 Mayıs Seçimlerinden yenik çıkan  CHP’de “Değişim”ve “ Yenilenme” rüzgarları sert esiyor. Sosyal Demokrat bir parti olan CHP’ de değişim ya da yenilenme her şeyden önce parti içi demokrasiden  ( üyelerle ön seçim. Delege sistemi lağvetilmeli) ve üyelerinin özne olmasından geçmektedir. Türkiye insanın yaş ortalaması 33. CHP’yi yöneten kadroların yaş ortalaması ise 60-70.  Parti yöneten kadrolar gençleşmelidir. CHP’de siyaseti meslek edinen aristokrat bir zümre ortaya çıkmıştır. 27 yıldır milletvekili olan isimler vardır.  Bu kabul edilemez. Milletvekilliği en fazla 3. dönemle sınırlandırılmalıdır.  İşsiz, mesleksiz lümpen kesimlerin partiye egemen olması önlenmelidir. CHP; meslek odaları, sendikalar,kadın hareketi,ekoloji mücadelesi ile organik ilişkiler kurmalı ve onların temsilcileri parti organlarında  ve milletvekili listelerinde yer bulmalıdır.    Tüm dünya da gelir dağılımın toplumların geniş kesimleri aleyhine çok kötü bir şekilde bozulması,artan yoksulluk ve ekolojik sorunların “yıkım” boyutuna varması  neoliberal politikaların sorgulanmasını getirdi. “Keynesgil” iktisat politikaları yeniden revaçta.  Bizde emek sömürüsü ile dinsel sömürüsünün iç içe geçmesi “laiklik” ilkesinin ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.   1923 yılında kurulan Laik Cumhuriyet, Siyasal İslamcılar tarafından büyük oranda tasfiye edilmiştir. Yerine teokratik bir rejim inşasının ivmesi artarak sürmektedir.    Ezcümle; CHP’si sıradan bir parti değildir. 100 yıldan fazla geçmişi olan, modern- laik Cumhuriyeti kuran bir partidir. CHP'nin ideolojik, örgütsel ve politik “değişimini” ya da “yenilenmesini” ivedi olarak gerçekleştirmesinde yaşamsal önem vardır. Laik, Demokratik, Kamucu ve Ekolojik bir Cumhuriyetin oluşmasında CHP'ye büyük görevler düşmektedir.