Depremle, Kazayla ve Kanunla ölüyoruz!

Hukuk devletinde kanunlar evrensel hukuk kurallarına,insan haklarına ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak yapılır.Kanun devletinde ise kanunlar,iktidarın parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak,hukuk normlarına uyma gereği duymadan çıkarılır.Çoğu zaman da keyfi KHK(Kanun hükmünde kararname) lerle işler yürütülüyor.İşsiz, aşsız kalıyoruz.Sokağa çıkan hak arayan herkes suçlu ilan ediliyor.

Kapitalist sistemde sermayenin tek amacı en kısa yoldan,en düşük maliyetle,en yüksek kâra ulaşmaktır.
İnsanları karın tokluğuna çalıştırılıyorlar.Hak isteyenleri şükret duygusu ile susturuyorlar.Sermayenin istek ve ihtiyaçları ön plana alınarak,akıl ve bilim dışlanarak,uzmanlar ve meslek odalarının görüşlerine kulak tıkanarak yaapılan kanunlarda,iş güvenliği,işçi sağlığı,halk sağlığı,çevre sağlığı hiçe sayılır.
Bu kanunlara ihmal,tedbirsizlik,denetimsizlik,sorumsuzlukta eklenince ferdi ya da kitlesel ölümler kaçınılmaz olur.
Halkın can ve mal güvenliği sermayenin kâr hırsına feda edilir.
Deprem,maden facialarında,tren kazalarında,sellerde,yangınlarda,patlamalarda yaşanan budur.

İnşaat,maden,enerji,turizm.....şirketlerinin faaliyetleri sonucu,yaşam alanları yok edilir,yaşam hakkı gasp edilir.En temel hak olan yaşam hakkını savunmaya kalkarsanız "KANUNSUZ" duruma  düşersiniz.Kanunsuz duruma düşmemek için de "KANUNEN" ölürsünüz.

Kapitalizm insana,topluma ve doğaya zarar vermeden yol alamaz 
İnsanlığın ve doğanın var olması kapitalizmin yok edilmesine bağlıdır.Bu sistemi savunan iktidarlar değişmedikçe yokluk, yoksulluk, yolsuzluk kaçınılmaz bir durumdur.
Buna karşı tek çare direnmek ve iktidarları değiştirmekten geçer.