DEVRİMCİ CUMHURİYET VE SİYASAL İSLAMCI AKP!    

29 Ekim 2024’de, 101.yılını kutladığımız Cumhuriyet, tartışmasız çağının ilerisindeki devrimciler tarafından kuruldu. Devrimci burjuvazinin olmadığı koşullarda bu görevi orta sınıf kökenliler yüklendi. Başka bir deyişle 1923 Türk Devrimi, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde küçük burjuvazinin ( Eşraf, asker ve sivil aydınlar…) radikal kanadı tarafından gerçekleştirildi. Meşrûtiyet yıllarında dahi ülkede bir Cumhuriyetçi  akımın oluşmamış olması, Cumhuriyet rejimin ne kadar zor koşullarda kurulduğunun  göstergesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, eski düzen yıkılıyor,yerine yeni ve çağdaş bir düzen kuruluyordu. Bu tarihsel anlamda devrimci, birleştirici ve solcu bir harekettir. Tarihi gelişme içinde sol,tarihi ilerleten güçler demektir.Sol, Fransız Devrimi’nde devrimci burjuvaziyi nitelemek için ortaya atılmıştı.1920’li yıllarda tarihi ilerleten güçler “Kemalistler”dir.  Kurtuluş Savaşı’n dan beri Halife-Sultan’ın başını çektiği gerici cephe onları yok etmeye çalışıyor ve haklarında idam fetvaları çıkarıyordu. Türk Devrimi hiç kuşkusuz gecikmiş bir burjuva devrimidir ve bizim 1789’umuzdur! İslam coğrafyasında bir ilktir. 2002 yılında iktidara gelen Siyasal İslamcı AKP,  “Soğuk Savaş” döneminin (“Yeşil Kuşak” politikalarıyla)  bir imalatıdır. Öte yandan Siyasal İslamcı AKP, ayni zamanda tarihsel anlamda “Kurtuluş” -“Kuruluşu” gerçekleştiren Atatürk ve arkadaşları hakkında idam fetvaları yayınlayan Halife-Sultan’ın başını çektiği gerici cephenin de mirasçısıdır. Siyasal İslamcılar  çeyrek yüzyıla yaklaşan iktidarları döneminde “Devrimci Laik Cumhuriyet’in”,ilerici birikimlerini büyük bir oranda tasfiye ettiler. Yerine hedefledikleri teokratik bir rejimi kuramadılar ama büyük mesafe aldılar… Ezcümle; Devrimci Cumhuriyet’le  Türkiye ,OrtaÇağ  karanlığından çıkıyor, Çağdaşlaşıyor ve Modernleşiyordu. Siyasal İslamcıların iktidarında ise Türkiye,Çağdaşlıktan, Modernleşmeden uzaklaşıyor,aklın, bilimin devre dışı kaldığı, teokrasinin(Şeriatın)geçerli olduğu “yeni bir Orta Çağa” sürüklenir.Bu durumu tersine çevirmek her Atatürkçünün, her solcunun ve her devrimcinin  görevidir .