“Elveda Neoliberalizm” “Merhaba Proleterya "!  

 1990’lı yıların başında SSCB’liği ve Doğu Bloku yıkılmış ve yıkılışla beraber “Elveda Proletarya” kavramı dolaşıma sokulmuştu. Bu başlık altında yazılan kitaplarda, verilen konferanslarda ve  yazılan makalelerde,İşçi  Sınıfının( Proletaryanın) tarihsel misyonunun bir daha açılmamak üzere kapandığı ve toplumu dönüştürücü gücünü yitirdiği savunuluyordu. Eski solculardan sözde Marksistlere,sol ve burjuva liberallerine kadar uzanan geniş yelpazede bilim insanları, aydınlar ve siyasetçiler neoliberalizme  (Kapitalizmin en acımasız ve çıplak hali) övgüler düzüyorlardı. (Hatta bu kesimler hızlarını alamayıp “Tarihin Sonu” geldiğini bile ilan ettiler!) İşçi Sınıfına, sosyalizm ve mücadele yoluyla elde ettiği kazanımlardan( ekonomik,kültürel, sosyal ve ideolojik…) vazgeçmesi çağrısı yapıyorlar ve neoliberalizme teslim olmasını istiyorlardı.            Devletin yargı - güvenlik dışındaki bütün alanlardan çekilmesi (sosyal devletin tasfiyesi) ve piyasanın tüm sorunları çözeceği retoriği ile neoliberalizmi el üstünde tutuyorlardı.  Bu anlayışın insanlığı büyük kriz ve yıkımlara sürükleyeceğini söyleyenleri ise “dogmatik /ortodoks” olmakla yaftaladılar. Bu yaftalama bugün bile son bulmuş değil. Aradan yaklaşık 35 yıl geçti. Dünyanın, yoksulları ve işçi sınıfının durumu ortada.Sınıflar arası çelişkiler derinleşti. Milyarlarca insan açlık ve yoksulluk içinde. Bitecek denilen işçi sınıfı   robotlara, otomasyona  ve yapay zekaya rağmen varlığını sürdürüyor. Sosyal Devletin, neoliberalizmin   koşullarında tasfiyesi, işçi sınıfının, Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde aşırı sağa destek vermeye kadar savrulmasına yol açtı. Öte yandan, neoliberalizm koşullarında iklim değişikliği ve ekolojik sorunlar,(krizden de öte yıkım boyutuna sıçradı) gezegeni tüm canlılar için yaşanmaz hale getirdi.             Aşırı sağ,ırkçılık ve faşizm karşısında tehlikenin farkında olan bir grup ekonomist, 29 Mayıs’ta “Berlin Deklarasyonu”nu kamuoyuna açıkladı. Deklarasyon; aşırı sağın yükselişinin baş sorumlusunun “Neo-Liberalizm” olduğu ve bu politikadan dönülmesi gerektiği çağrısı yapıyor.”Berlin Deklarasyonu”nu imzalayanlar arasında eski IMF başkanı, Üniversitelerden bilim insanları  ve Alman Sanayiciler Birliği’nden tanınmış isimlerde var. “Berlin Deklarasyonu”nu imzalayanlar arasında daha önce Küreselleşme ve neoliberalizme övgü yapmış, kapitalist düzenini kutsayalar çoğunlukta! Aşırı sağın geriletilmesinin yolunun, işçi sınıfı ve emekçiler arasında baş gösteren gelecek korkusunun ve endişenin giderilmesin gerektiğini  savunuyor , imzacılar.   “Aşırı Sağ” korkusuyla burjuvazinin kendiliğinden neoliberal politika ve uygulamalardan vazgeçip,sosyal devlete geri dönmesini beklemek gerçekçi değil.  Aşırı Sağı zayıflatmanın yolu, işçi sınıfının sosyal haklarının yeniden kazanıldığı bir mücadele hattında buluşturulmasının kaçınılmazlığındadır!  Aşırı Sağı geriletecek tek güç mavi ve beyaz yakalılardan oluşan “İşçi Sınıfı”dır!  İnsanın ve yaşanmaz hale gelen gezegenin (Doğanın) kurtuluşunun yolu “İşçi Sınıfı”nın yeniden “ÖZNE” olmasından geçmektedir.  Ezcümle; Aşırı Sağa karşı “Elveda neoliberalizm”i reçete olarak sunanların  “ Merhaba Proletarya” da demesi gerekmektedir.