EMEKLİ MAAŞLARI İÇİN, KAYNAK YOK YALANI
19 Aralık 2024, Perşembe 18:22
2025 Merkezi hükümet bütçesi, TBMM komisyonlarında görüşülüp kabul edilerek meclise sunuldu. Şimdi genel kurulda görüşürülyor.. Emek ve emekçilere düşmanlığını her vesile ile ortaya koymuş,Halktan kopmuş, bir avuç yerli ve uluslararası sermaye gruplarının sözcülüğüne ve çıkarına hizmet eden akp saray iktidarının, diğer bütçelerinde olduğu gibi bu bütçesinde de, emekliler, çalışanlar, işsizler, köylü - çiftçiler vb. kısaca halk yok. Saraydaki tuzu kuru bürokratların, sermaye ve tefecilerin çıkarlarına hizmet edecek, yandaşların servetine servet katacak bir borç ve faiz bütçesidir.
12 trilyon 800 milyar gelire karşılık, 14trilyon 731milyar gider şeklinde bütçede, daha baştan 3 trilyona yakın açık var. Asıl gelir kaynağı da, KDV olarak belirlenmiş. Bu demektir ki, yeni yılda, daha çok, vergi, her kaleme daha çok zam yapılacak, Hayatımız daha çekilmez olacak, daha da yoksullaşacağız. Ama, garantili projelere, hiçbir kesinti konmamış, tersine, ödemeler artırılmış,.2025 için 202,3 milyar lira, 2027 ye kadar da 678 milyar lira ödeneceği de belirtilmiş. KK mevduat, devlet ve hazine borçları da dikkate alınınca, emekliye, çalışana, milyonlarca yoksula ve işsize, istihdama kaynak kalmayacak. İktidarın, Soygun ve talan düzeninin faturası yine halkın sırtına yüklenecek.
AKP saray iktidarı geldiği günden beri emeklileri dışlamış, devlete yük olarak görmüştür. Emeklilerin, sağlık ve ekonomik sorunları dahil, hiçbir sorununu çözmemiş, tersine yeni mağduriyetler yaratarak, hayatımızı çekilmez hale getirmiştir. Emeklilerin insanca yaşamasını sağlamak yerine, uyduruk enflasyon masalıyla, kaynak yok yalanıyla, emeklileri, yoksulluğun da altında, açlık ve sefalete mahkum etmiştir. Bu ülkede, kaynak var. Ama, kaynakları adaletli dağıtmıyorlar. Kaynakları, yerli-yabancı sermaye çetelerine, uluslararası tefecilere, kendilerine ve yandaşlarına, ihale şebekelerine aktarıyorlar. Sonra da, utanmadan kaynak yok diyorlar. Kaldı ki, emekliler, çalışırken, zaten primlerini ödüyorlar, kaynak yaratıyorlar. Yani, bize verilmesi gereken maşlar, tek adam baskı rejiminin bir lütfu değil, emeklinin zamanında yarattığı kaynaklardır. Kaynaklarımızı, asıl talan eden, iktidarın kendisidir. 28 bin kapasiteli,18 şehir hastanesine, bu güne kadar ödenen para ile, 500 yataklı 108 bin kapasiteli 214 hastane yapılabilirdi. Aynı durum, yıllarca kaynak aktarılacak olan, yol, köprü, tünel ve havaalanları soygunları için de geçerli. Yani, iktidar, kendisi ve yandaş çeteler yararlansın diye, kaynakları peşkeş çekiyor, talana açıyor. 16 milyondan fazla Emekliye de dönüp, gözümüze baka baka sıkıllmadan, vicdansızca kaynak yok diyor.
Anayasa ve hukuku ayaklar altına alan tek adam baskı rejimi, gerçek enflasyonun ancak üçte birini açıklatıyor. Buna göre de, emekliye ve çalışana maaş zammı veriyor. Ocak 2025 de, uyduruk enflasyonuna göre yapılacak zam ile, kök maaşı 10.700 liraya kadar olan, milyonlarca emekli, sıfır zam alacak. İzlenen politika gereği, alım gücünün, en düşük memur emeklisinin her ay 7 çeyrek, diğer emeklilerin de, her ay 5,5 çeyrek altın değerinde kaybının olduğu, yoksulluk sınırının 70 bini, açlık sınırının 25 bin lirayı aştığı günümüzde, bu zammı emekliye teklif etmek, vicdan ve ahlak yokluğudur Sarayın günlük harcaması 47 milyon lira, 3 bin710 emeklinin maaşından fazla, aylık harcaması ise 82 bin 970 asgari ücretlinin maaşına denk geliyor. Bu adaletsizliği yaratan iktidar, dönüp kaynak yok, sabredin diyor, din iman sömürüsü yapıyor. Ülkeyi borç batağına, toplumu yoksulluğa sürüklediler.
EMEKLİLER .. EMEKLİ OLACAK ARKADAŞLAR… YURTTAŞLAR..
AKP, bir proje olarak kurdurulup iktidar yapıldı. Proje gereği kendisine verilen görevleri yapıyor. Cumhuriyetin bütün kazanım ve kurumlarını yok etti. Ekonomi iflas etti. Kaynaklar, sermaye çetelerine, tefecilere akıtılıyor. Ülkenin toprakları kurumları yabancılara satılıyor. Ülke, toplama kampına döndü, İktidarın desteklediği cihatçı gruplara milyar dolarlar akıtılıyor. Toplum, kimlikler üzerinden ayrıştırıldı. Peki biz ülkemiz ve toplumumuz için üzerimiz düşeni yapıyor muyuz. Sızlanmanın yararı yok. İktidar her seçimde, emeklinin, asgari ücretlinin, yoksulların oyunu neden alıyor. Daha ne kadar, hem sızlanıp, hem de küçük çıkarlar için oy verilecek. Durup düşünün. Silkinip kendi kaderimize sahip çıkalım. Kurtuluşumuz kendi elimizde. Artık dur diyelim. Yapılacak ilk seçimde emekliyi, çalışanı, halkımızı düşünenlere artık oy verelim. İktidarı da, muhalefeti de, hemen seçim yapılması için sıkıştıralım. Böyle gelmiş böyle gider anlayışını bırakalım. İnsanca ve özgürce yaşamak istiyorsak üzerimize düşeni yapmalıyız. Haklar, ancak mücadele ile alınıyor. Kimse sana, hakkını tepsiyle sunmayacak
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum