İKLİM DEĞİŞLİKLİĞİ, YEŞİL DÖNÜŞÜM VE LİTYUM MADENCİLİĞİ!
26 Haziran 2023, Pazartesi 14:02Aşırı sıcaklar, aşırı yağışlar, aşırı kuraklık, biyoçeşitliğin hızla azalması, hayvanlardan insanlara bulaşan virüsler, karbon salınımıyla atmosferin kimyasal yapısının değişmesi, okyanusların asitleşmesi, devasa çekirge sürüleri ... İklim Değişikliği insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olarak tanımlanıyor. Buna göre çözüm ise sera gazı emisyonlarını azaltan iklim politikalarını uygulamaktan geçiyor! Ne var ki sera gazı emisyonlarını güvenli bir seviyeye çekmeye dönük politikalar İklim Değişikliğini sorunu çözmesi bir yana derinleştiriyor. İklim değişikliği temelde sınıfsal bir meseledir. Sermayenin yanlız emekle değil doğayla da kurduğu ilişkiye bakmak gerekir. İklim Değişliğinde sermayenin doğayla kurduğu ilişki belirleyicidir. İklim krizine neden olan sermaye sınıflarının önümüze koydukları İklim politikaları (“yeşil dönüşüm” ) ekolojik yıkımı derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor.”Yeşil dönüşüm” politikalarının esas işlevi sermayeye “kurtarıcı” rolü atfetmesi ve sosyo- ekolojik eşitsizliklerin sermayenin lehine sürmesini sağlamasıdır. “Yeşil dönüşüm” sürecinde esas olarak kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil kaynaklara olan bağımlılığın azaltılması ve yenilenebilir enerjiye geçiş hedefleniyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı gibi “karbon-nötr” politikalar doğrultusunda temiz enerji doğa dostu inşaat, sürdürülebilir ulaşım ve sürdürülebilir sanayi anlaşmaları bunun örnekleri. “Yeşil dönüşüm” sürecinde fosil bağımlılığın yerini metal ve mineral madencilik alıyor.Bir rüzgar elektrik santrali doğalgaz elektrik santralinden 9 kat daha fazla mineral maddeye ihtiyaç duyarken, elektrikli otomobiller ise geleneksel otomobillere göre 6 kat daha fazla minarel maddeye ihtiyaç duyuluyor üretilirken. “Paris İklim Anlaşması’ın hedeflerine ulaşabilmek için önümüzdeki 20 yıl içinde sadece enerji sektöründe hedeflere ulaşabilmek için bakır ve nadir elementlerde %40,nikelde %60 ve lityum talebinde %90 artış bekleniyor. Bu süreç doğadan daha çok kaynak ve daha yoğun kaynak çıkarmayı tetikliyor. Bu da ormansızlaşmayı ve ekolojik yıkımı getiriyor. Doğal kaynaklar “yeşil dönüşüm” ve “yeşil Kalkınma” adına pervasızca yağmalanıyor. Latin Amerika ve Afrika metal-mineral madenciliğin merkezidir artık. Lityum; elektrikli taşıt araçlarının ve cep telefonlarında kullanılan pillerin önemli bir girdisi olan Lityum, “yeşil dönüşüm” sürecinde ortaya çıkan nadir elementlerden biri.Küresel lityum rezervlerinin yarıdan fazlası Güney Amerika’da. Yerli halklar (Arjantin’de, Bolivya’da, Şili’de,yani “lityum üçgeni”n de) lityum projelerinin temiz,sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşama haklarını ihlal ettiğini vurguluyor ve lityum arama izinlerinin iptal edilmesi için büyük mücadeleler veriyorlar. Ekonomik kalkınma ve “yeşil dönüşüm” adına ekolojik yıkıma göz mü yumulucak yoksa doğayı dinlemesini bilen yerli halkların sesine mi kulak verilecek? Ezcümle; üzerinde yaşadığımız gezegende toplam mal-hizmet üretimimin %80’ni nüfusun %20 tarafından kullanılıyor. Ekolojik yıkım boyutuna varan ekolojik sorunların bir numaralı sorumlusu bu %20’lik nüfus. Ne var ki ekolojik yıkımın bedelini bunda hiçbir sorumluluğu olmayan %80’lik nüfus ödüyor.(ABD, BAE ya da Katar’da yaşayan birinin Ekolojik ayak izi 5 gezegene tekamül ediyor. Hindistan’lı yaşayan birinin ekolojik ayak izi 0,80 Türkiye’de yaşayan birinin ekolojik ayak izi 1,5 gezegen ediyor.) % 20’lik nüfus bunu “kapitalizm” üretim tarzında gerçekleştiriyor. Kapitalizm sürekli ve sınırsız büyümek zorunda olan bir üretim tarzı. Sürekli , sınırsız bir üretimi ve tüketimi teşvik ediyor. Bu ise sınırlı kaynaklara sahip doğa üzerinde hem üretirken hem de tüketirken ekolojik yıkıma yol açıyor. Ekolojik yıkım Kapitalizm aşılmadan; insanın ve doğanın sömürülmediği yeni uygarlık inşa edilmeden çözümlenemez. Doğanın ve insanın kurtuluşu “Ekososyalizm”de!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Aydın Karakoç
26-06-2023 20:15Yön gösterici güzel bir yazı. Tebrikler