İKTİDARIN, EMEKLİ VE MEMURU ENFLASYONA EZDİRMEDİK MASALI
13 Ocak 2025, Pazartesi 16:06 Yıllaradır ülkeyi tak başına yöneten AKP/Saray iktidarı, başta Emekliler ve emekçiler olmak üzere, milyonlarca toplum kesimlerini, açlığa ve yoksulluğa mahkum etti. Çünkü, bu iktidar, başından itibaren, uluslararası sermaye odaklarının bir projesi olarak kurulmuştur. Bu nedenle, bir yandan, taşıdığı, dinci/şeriatçı zihniyeti gereği, Laik, demokratik Cumhuriyetin yerine, siyasal islamcı bir rejim kurmaya çalışıyor, diğer yandan da, halk kesimlerini yoksulluk ve açlığa mahkum ederek, sermayeye çeşitli yollarla kaynak aktarıyor.
Saray iktidarı, Demokrasi, ekonomik, özgürlük ve haklar konusunda, söylediği olumlu sözlerinin, tam tersini yaparak, ülkede anayasal hak ve özgürlükleri yok etti. Baskı ve yoksulluğu kurumlaştırdı. Rejimi, zihniyetine göre düzenleyerek, siyasal islamcı, tek parti ve tek adama dayalı bir istibdat yönetimi oluşturdu. Devlet denen aygıtın, yasamadan yürütmeye, yargıdan bürokrasi ve istihbarata, ekonomik ve demokratik haklardan, sosyal yapıya kadar bütün yetkilerin, tek elde toplandığı, demokrasi dışı bir rejim oluştu.
Ekonomi rayından çıktı, dikiş tutmuyor. Açlık ve yoksulluk içinde yaşıyoruz. Enflasyon ve hayat pahalılığı, çarşı-Pazar fiyatları el yakıyor. Emekliler ve dar gelirlilere, yaşamak kabusa döndü. Trilyonluk bütçelerde, emekliler, emekçiler, kısacası halk yok. Bütün kaynaklar, kendilerine, yandaş sermaye çetelerine, garantili projelere, sarayın lüks ve görgüsüz yaşamına aktarılıyor. Lüks harcamaların , toplanan vergilerin, kaybolan milyarlarca dolarların hesabı verilmiyor. Osmanlıcılk yayılmacılığı hayaliyle, Ortadoğu bataklığına girilmesi yüzünden, ülkemiz, yarın güvenlik, demokrafik ve sosyal sorun yaratacak, milyonların, toplama kampına dönüştü. Yüzlerce milyarlık dolarlık harcama, emekliye, çalışana değil, hesapsız kitapsız buralara aktarılıyor. İktidar yandaşlarının, 8-10 yerden miktarları açıklanmayan, maaşları, milyarlarca huzur hakkı gaspları, görev zararı denen milyarlarca liralık yolsuzluklar, merkez bankası döviz kaynaklarının talanı, şaibeli milyarlık ihaleler, kara deliğe dönen garantili proje giderleri, Kur korumalı mevduat, sarayın gösterişli, örtülü, örtüsüz harcamaları, bütçe ve kaynaklarını bitiriyor. Sonuçta, milyonlarca emekli ve çalışan yoksulluğa ve açlığa mahkum ediliyor.
İktidar, emekliye ve çalışana, ‘kıt ,imkanlara rağmen, verilebilecek ey yüksek zammı verdik’ diyerek, ’emeklileri ve çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik’ masalını anlatıyor. Açıkça söylüyorum. Kaynak yok ve enflasyona ezdirmedik sözleri, tamamen gerçekdışıdır, masaldır,. Çünkü, gerçekte iktidar, yıllardır bizleri, korumak bir yana, ezim eziyor. Kaynak yok sözü, iktidarın, adaletsiz dağıtımını gizlemek için uydurduğu kelime oyunudur. Yıllardır bu iki yüzlülüğe devam ediyorlar. Çünkü; kaynak var ama adaletli dağıtmıyorlar. TÜİK’e açıklattırılan enflasyon rakamları, gerçek enflasyonun yarısı ve ya üçte biri civarında. Yıllardır, şahte rakamlarla emekli ve çalışan yoksulluğa ve açlığa bilerek mahkum ediliyor. Sadece bu yıla bakalım. Bilim adamlarınca (ENAG)yıllık enflasyon %83,40, sahte TÜİK’ göre, %38,38.olarak açıklanmışken, Asgari ücrete %30, Kamu memur ve emeklisine %11,54, SSK emeklisine %15,75 zam yapıldı. Burada adalet ve vicdan var mı? Yok. Bilerek açlığa ve yoksulluğa mahkum ediliyoruz. Madem enflasyon böyleyse, diğer kalemler hariç, günlük harcaması 47 milyon lira olan (3700 emeklinin maaşından fazla) saraya neden % 47 kaynak aktarılıyor. Devletin alacağı, yeniden değerlendirme oranı, neden %43,93, Ocak kira artırımı % 58,51 olarak açıklanıyor. İktidar, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olacağı bir sistemi temsil ediyor. Kaynakları da, buna göre ayarlıyor. Sonra da, topluma dönüp masal anlatıyor. Sabredin diyor. Sarayın ekonomi memuru bakan, yandaş, siyasal islamcı MÜSİAD toplantısında, ’tek isteğimiz sizin daha çok kazanmanızdır, başka bir isteğimiz yok’ diyerek tarafını açıkladı. Karadeliğe dönen, emperyalist sermayenin istediği garantili projelerden sadece birinin rakamı yeni ortaya çıktı. Osmangazi köprüsü için, 14 milyon araç kotası verilmiş,19 milyon olarak fazlasıyla gerçekleşmiş. Buna rağmen, Hazine, şirkete, fazladan 569 milyon dolar (20 milyar) daha ödemiş. Çünkü, sözleşmeye göre, garanti araç sayısı tutmazsa ödenmesi gereken paranın %100 ü, araç sayısı tutarsa, % 72 si ödeniyormuş. Bu anlaşmada, vicdan, akıl, millilik var mı. Yok. Bu kural, diğer garantili projelere de uygulandığında, ülke kaynakların, geleceğimizi ipotek altına alan yüzlerce milyar dolar borç kaynaklarının, kimlere verildiğini düşünün. Nitekim, 2025 yılı için garanti projelerine, 202,3 milyar ödenek konmuş. 2027 ye kadar da, 678 milyar ödemeler planlanmış. Memleket, kaynağıyla, toprağıyla talan ediliyor.
Sonuç olarak, AKP/saray iktidarı, ekonomiden, siyasal ve sosyal politikalarının hepsini, proje gereğince bilerek yapıyor ve iktidara böyle kalıyor. Asıl sorun, bu uygulamalardan zarar gören, hayatı kararan bizler ne yapıyoruz. Yapılanlara, sızlanmanın anlamı yoktur. Açlıkla kıvranan milyonlarca emekli, yoksullaşan memur, asgari ücretliler, köylü/çiftçi işsizle, kısaca, biz milyonlar olarak, haklarımıza sahip çıkmalıyız. Seyretme dönemi bitti. Derneklerde, sendikalarda, siyasi partilerde, çalışma alanlarında, demokratik tepkimizi gösterme zamanı. iktidarın soygun ve talan politikasını, masallar anlatarak sürdürmesine göz yummayalım. İlk seçimde, hayatımızı karartan, açlığa mahkum eden iktidara hesap soralım
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum