SU KRİZİ VE KITLIK KAPIMIZA DAYANDI
17 Ağustos 2022, Çarşamba 13:05Vizesiz giriş yapmak üzere. Vize bizim alacağımız önlemlere bağlı. Bu önlemler ise var olan doğal varlıklarımızı korumaktan geçiyor
İklim değişimi nedeniyle rekor seviyelere çıkan hava sıcaklığının tüm kıta Avrupasında etkili olduğu bir dönem yaşıyoruz. Fransa, İspanya, İtalya ve hatta Hollanda'da su kıtlığına yol açtı Gözlemevi yetkilileri, Ağustos ve Eylül ayı boyunca Avrupa kıtasında kuraklığın devam edeceğini beklediklerini bildirdi. Bu durumun kuraklığın seviyesini artıracağı, ayrıca tarım, enerji ve su temininde ciddi etkileri olacağı ifade edildi. AB'nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi ise yağışların azlığı ve yüksek sıcaklıklara bağlı olarak orman yangınları açısından da kıta genelinde daha fazla tehlike bulunduğu uyarısını yaptı.
Komşu ülke vatandaşlarının ülkemize vizesiz girişleri ile birlikte kuraklık ve susuzluk ta önlem almazsak vizesiz giriş yapmak üzere
Avrupa’da yaşanan kuraklık, ülkemizde önce Trakya’yı ve ilimizi etkileyecek.
Bu uyarılar ve yaşananlar dikkate alınarak,
Su kaynaklarının, yer altı suyu besleme alanlarının, su havzalarının uzun mesafe koruma alanlarının da mutlak koruma alanı ilan edilmesi aciliyet ve önem arz etmektedir.
Özellikle de ilimizdeki madencilik faaliyetlerine su kaynakları bölgelerinde faaliyetlerine izin verilmemelidir.
YAŞANACAK OLAN KARAKLIK GIDA GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR VE KITLIĞA DOĞRU GİDİYORUZ.
Armağan ve Kırklareli barajlarındaki sularımız sadece bölgede yaşayan insanlar için değil, Istranca dağlarında yaşayan yaban hayatı içinde önem arz etmektedir.
Yetkililere sesleniyoruz.
Ormanlarımızda ki enerji yatırımları küresel iklim krizi dikkate alınarak, çıkacak orman yangınlarına karşı izin verilmemelidir.
Baraj havzalarında ki yer altı ve yerüstü su kaynakları üzerinde madencilik faaliyetlerine izin verilmemelidir.
Ormanlara yangınlara karşı insanların piknik ve kamp için girişine izin verilmediği dönemde, ormanlarımızı tehdit eden diğer girişimlere de izin verilmemelidir.
Ormanın temel fonksiyonları olan oksijen üretimi, su kalitesini artırması, toprağın yüzeysel akışını durdurması, karbon yutak alanı olması, yaban hayatı için yaşam alanı olması vs gibi fonksiyonlarını yerine getiremeyecek olması durumları göz önünde bulundurulduğunda orman bütünlüğüne zarar verilmemelidir. Ormanlar odun deposu ve madencilik, enerji faaliyetlerinin yapılacağı alanlar görülmemelidir.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak insan olarak Anayasal sorumluluğumuzdur. Anayasa'nın 56. maddesinde, "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." hükmü yer almaktadır.
İlimizde ki seçilmişlere, atanmışlara, meslek odalarına, sendikalara, kooperatiflere, üretici birliklerine, derneklere, vakıflara STK lara açık çağrımızdır. Doğal varlıkların korunması, doğal ve sosyal yaşamın devam etmesi için, gelecek nesillere yaşanabilir bir Kırklareli bırakmak için , Orman ve su varlıklarımızı doğal ve sosyal yaşamı korumak için kayıtsız şartsız, fakatsız amasız korumak zorundayız. Koruyamazsak su yok. Su yoksa yarın yok. Yarın yoksa gelecekte yok.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum