SURİYE!      

    AKP ve MHP ittifakından oluşan Cumhur İttifakı Türkiye’deki tüm olumsuzlukları “dış güçlerle” açıklarken, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ise Suriye’nin “iç dinamikleri” ile açıklıyor.  Bugün Suriye’nin sürüklediği durum tam anlamıyla “dış güçlerin” eseridir.  Suriye Milli Ordusu’nun inşasında Siyasal İslamcı AKP iktidarının rolü biliniyor. İŞID ve El-Kaide’in (Radikal İslamcı ve Selefi silahlı örgütler)  birleşiminden oluşan HTŞ,(Heyet Tahrir Şam) dünyada terör örgütü olarak niteleniyor. Türkiye’de  Ağustos 2018’de HTŞ’yi terör örgütü olarak tanımlamıştır. Terör örgütü HTŞ’nin Halep’i ve Hama’yı ele geçirip, işgal etmesi Saray medyası tarafından sevinçle karşılanıyor. Halep’e Türk Bayrağının asılması Saray medyasını gerçeklikten koparıyor. ( Onlara bakılırsa HTŞ Türk!) Bununlada yetinilmiyor,Halep  Türkiye’nin 82. vilayeti olarak tanımlanıyor. Hızını alamayanlar Musulu’da Türkiye’nin vilayetleri arasına sokuyorlar. Saray ve medyasının arkasında durduğu HTŞ’nin,ABD  ve Gazze’de Soykırım yapan İsrail aleyhine tek bir söylemi ve eylemi olmaması dikkatlerden kaçmıyor!. Suriye bugün emperyal güçler tarafından parça parça edilip paylaşılıyor. Türkiye,  Süriye ile 911 km sınırı paylaşmaktadır. Yani Suriye Türkiye’nin sınır komşusudur. Erdoğan, retorik olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu açıkladı. Uyguladığı politikalar ise bunu  yansıtmıyor. HTŞ’nin Şam’a kadar kazası, belasız ulaşması dileğinde bulunabilmektedir. Adeta Suriye’de ganimet peşinde. Bunun içinde emperyal  güçlerin taşeronu olmak için can atıyor. 
Bugün Suriye’yi parçalayanlar kesinlikle burada kalıcı değil! Yarın öbür gün buradan gideceklerdir. Biz yine Suriye halkıyla baş başa kalacağız. Ortadoğu’da Yeni-Osmanlıcılık hayali peşinde koşanlar, Türkiye’yi “Ortadoğu bataklığına”sürüklüyorlar.  Şu unutulmamalıdır ki dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmakta ta   var!          

 Ezcümle;  Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, hükümranlık haklarını saygı duymalı, yaşamı savaş meydanlarında geçen modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün  “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”  şiarını tereddütsüz yaşama geçirilmelidir…