SURİYE 3
08 Ocak 2025, Çarşamba 10:23
Yeni -Osmanlıcı AKP-MHP iktidarı Suriye’ye ihraç ettiği (Elbette ABD,Batı ve İsrail’in desteği ile…) karşı-devrimin başarıya ulaşamasından sonra iç siyaseti etkilemeye ve şekillendirmeye başladığını görüyoruz.
Dışarıya ihraç edilen karşı-devrim, şimdi yelkenleri şişirerek Türkiye’ de ilericiliğe ve muhalif toplum kesimlerine yönelik yeni bir saldırı dalgasına hazırlanıyor. Emperyalizmin icat ettiği cihatçılık ve onun ideolojisi Selefilik, sahneye çıktığından beri düşman olarak “ gavur”u değil,Şia’yı ve Aleviliği baş düşman olarak gördü, onu “sapkın” olarak niteledi ve imha edilmesi gereken bir konuma gerleştirdi. Suriye’de karşı-devrim böyle bir söylem üzerine inşa edildi. Esad yönetimi bütünüyle gerçek dışı bir şekilde Alevi/Şii rejimi olarak lanse edildi,hatta Sünni düşmanı olduğu öne sürüldü ve mezhepçi rejimin devrildiği propagandası yapıldı. Türkiye’de siyasal İslamcılık, Nakşi kökleri itibarıyla, Şia ama özellikle de Alevi düşmanlığı üzerine kurulu. Siyasal islamcı AKP, Esad’ın düşmesini grup toplantısında “Fetih Suresi’ni okuyarak kutladı! Suriye’de yükseltilen Alevi düşmanlığının Türkiye’ye tanışması devletin tepelerindekilerin onayı ile tedavüle sokulan “siyasal Alevi/siyasal Alevicilik” kavramı ile oldu. Siyasal İslamcılar tarafından siyasal İslamcılık kavramına kontra olarak icat edildi. Bu kavram bir kez daha Alevilerin iç düşman olarak kodlanıp hedef tahtasına yerleştirilmesi anlamına gelir… Siyasal İslam kavramı, diğer siyasal ideolojiler gibi 19. yüzyılda ortaya çıkmış ve akademik/entelektüel çevrelerde hakaret değil analiz amacıyla kullanılan bir kavram. Üstelikte İslam’ın herhangi bir mezhebine değil siyasetle kurduğu ilişkiye odaklanır ve onu modern zamanların bir dünya görüşü olarak inceler. Siyasal Alevi/ Siyasal Alevicilik tabiri ise bir anlama ve inceleme çabasının ürünü değil,mezhepçi perspektife yaslanan bir düşmanlığın ve bir intikam arayışının ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. “Suriye’nin fethi” sonrası şekillenen ve İran’a doğru uzaması muhtemel bölgesel bir alana uygun bir şekilde siyasal islam içindeki mezhepçiliği ve Alevi düşmanlığını yakın tarihimizde görülmemiş bir şekilde ortaya koyuyor. “Alevi” nin başına eklenen o “siyasal” sözcüğü düşmanın kapsamını genişletiyor ve mezhepçiliğinde ötesine taşıyor. “Siyasal Alevi” ; islamcı projeye angaje olmayan, onun karşısında konumlanan, onunla mücadele etme potansiyeline sahip tüm kesimler hedefte! Alevilerle birlikte sosyalistler, devrimciler,Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, ilericiler, laikler,sekülerler bu hedefin başta gelenleri. Siyasal Alevilik” tüm kesimleri düşmanlaştırıp hedef haline getirmenin yeni kod adıdır “Siyasal Alevilik” ! Bölgede ve Türkiye’de bütün bunlar yaşanırken AKP’liler “Yüzyıllık Parantez”,DEM’ler “ Yüzyıllık Yıkım Süreci” diyerek Laik Cumhuriyet’ten arta kalanlara karşı ayni cephede fiilen saldırılarını sürdürüyorlar! Öcalan; sayın Bahçeli’nin sayın Erdoğan’ın güç verdiği paradigmaya ben de gerekli katkıyı sunacağım diyor! Paradigmanın kelime anlamı “izlenen mevcut model,yöntem” demek. Yeni paradigma dedikleri şey “ABD’nin küresel düzeninin altında bir alt bölgesel düzen” kurma”hedefidir. Bunun somut ifadesi Türkiye’nin Kürtlerle genişletilmesidir. Yeni paradigma Suriye’de Esad yönetiminin yıkılası ile başladı. Kürt sorunu bu paradigma bağlamında çözümlenmek isteniyor! Suriye’de ve Irak’taki Kürtleri Türkiye’nin himayesine almak.
ABD ve İsrail’in bölgede başka bir muradı da Türk Fars çatışması!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum