SURİYE, ÖZGÜRLEŞTİ Mİ ?
02 Ocak 2025, Perşembe 11:12
Birleşmiş Milletler üyesi, meşru ve bağımsız bir devlet olan Suriye, İsrail siyonizmi, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, batı emperyalistleri ve emperyalistlerin saldırgan savaş örgütü NATO üyesi devletlerin, planlarıyla desteklenip sahaya sürülen, HTŞ denen cihatçı/şeriatçı çeteler tarafından resmen işgal edildi. Suriye’nin işgali, ABD emperyalizminin , Ortadoğu’yu, yeniden şekillendirmek, petrol ve maden yataklarına elkoymak, kendilerine bağımlı küçük devletçikler yaratmak ve sömürüsünü uzun süre sürdürmek için planladığı BOP denen kanlı projenin, bütün hızı ve yıkıcılığı ile, devam ettiğini/edeceğini ortaya koydu. ABD dışişleri bakanının, 2003 de, Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek sözü Suriye’de kesintiye uğramıştı. Şimdi ise, emperyalizmin ve Siyonist yayılmacılığı adına vekalet savaşı yürüten, HTŞ dahil, birçok cihatçı çeteler eliyle,BOP gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Suriye’yi işgal eden HTŞ denen, cihatçı çete, aslında,el Kaide, el Nusra, kafa kesen, iki Türk askeri dahil, insanları diri diri yakan, tecavüz eden İŞİD sürecinden gelen cihatçı katiller çetesidir. Karakterleri gereği, her türlü demokrasi ve insan haklarına düşmanlar. Katliamcılar. Şeriat rejimi yanlısı, insanlık düşmanı zihniyete sahipler. Simdi Suriye’de, kendilerinden olmayan, başta Suriye’deki Aleviler ve Hıristiyanlar olmak üzere , laik demokratik kesimleri katlediyorlar, vahşet uyguluyorlar. Suriye’de, Esat insan haklarına uymuyor diyenler, bu şeriatçı çetelerin vahşi baskı ve katliamlarını görmezden geliyorlar. Vahşete göz yumuyorlar.
Ortadoğu, ulusal bilincin gelişmediği, dün İngilizlerin, bugün ağırlıklı olarak ABD güdümlü, krallık ve demokrasi dışı faşist ve zorba aile kabilelerince yönetilen, sözde devletlerden oluşuyor. Ortadoğu bir bataklıktır. 50 küsur islam var. Birinin anladığı şeriat diğerleri, ötekine uymuyor. Çünkü, hepsi dini, siyaset ve ticaret aracı olarak kullanıyor. Halkları yoksullaşırken kendileri zenginleşiyorlar. Demokrasi ve laikliğe düşmanlar. Yarın, Suriye de, bunun bir parçası ve emperyalist saldırganlığın araçlarından biri olacak. Yani, Suriye özgürleşmedi, daha beter, ortaçağ karanlık yobazlığının temsilcileri, HTŞ gibi, dinci terör örgütlerinin savaş alanına dönecektir. HTŞ denen yapı, onlarca başka cihatçı katillerden oluşuyor. Yarın birbirlerine girecekler. Suriye’nin, diş güçler ve işbirlikçileri desteği ile işgal edilmesinin asıl amaçlarından biri de, İsrail siyonizminin, güvenliği ve yayılmasını sağlamaktır. Nitekim, HTŞ yönetimi, İsrail tarafından, Suriye’nin, savunma araç ve gereçlerini, kaynaklarını yok edip, topraklarını işgal etmesine ses çıkarmıyor, ama, İsrail karşıtı ülke ve örgütleri tehdit ediyor. Efendilerinin emrinde olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar.
AKP saray iktidarı, Cumhuriyetin evrensel ‘Yurtta barış, Dünyada barış’ ilkesini bırakarak, Osmanlıcılık ve Ortadoğu fatihi hayalleri ile, Ortadoğu bataklığına balıklama taraf oluyor. Toplama kampına dönüştürülen ülkemizdeki sığınmacıların yarattığı, ekonomik, demografik, sosyal ve güvenlik sorunlar çözülmemiş, tersine daha da tehlikeli şekilde artmışken, iktidarın, Suriye saplantısı çok büyük belalar açacaktır. İktidarın, Suriye savaşından bu güne kadar, gerek Suriye’deki askeri hareketlere ve eğittiği gruplara ,gerekse, ülkedeki sığınmacılara harcanan kaynakların, toplamda 200 milyar dolar olduğu söyleniyor. Emeklilerin ve çalışanların, geniş halk kesimlerinin, açlık ve yoksulluk içinde perişan olduğu, yatırım olmadığından milyonlarca işsizin olduğu, dış borcun 510 milyar doları aştığı, yıllık milyarlarca lira faiz ödendiği, eğitim ve sağlık sisteminin çöktüğü, niteliksizleştiği, enflasyon ve hayat pahalılığının çekilmez he geldiği bu dönemde, 200 milyar dolarlık kaynak, ülke insanına, emekliye, emekçiye, halka, yatırıma harcansaydı, bu gün, bir çok sorun çözülmüş olurdu. Yandaşlar, şimdi fethedilecek şehir plakaları hesabındalar. İktidar, ülke ve halkın gerçek sorunlarını ve ekonomi gündemini değiştirmek için, Suriye savaşını kullanıyor ama, yarın o bataklık kendilerini ve ülkeyi perişan edecek. Halkın durumu daha da kötüleşecek.
Türkiye ve AKP iktidarı, Cumhuriyetin temel dış politikasına dönmeli ve Ortadoğu bataklığından uzak durmalıdır. Kaynakları, ülke ve halk için kullanmalıdır. Suriye, şu anda bile, en az üçe bölünmüş durumda iken, toprak bütünlüğünü savunuyoruz sözleri gerçekçi değil. Ülkemiz ve halkımız, saldırı altında olmadığı sürece, emperyalist, siyonist planların bir parçası olunamaz.
Suriye özgürleşti mi sorusuna dönersek. Hayır, Suriye, özgürleşmedi. Eskisinden daha büyük ve tehlikeli bir kaosa sürüklendi. Emperyalizm, bölgede planlarını, vekalet gruplarınca gerçekleştirecek. Fatura, bu kaosa sürükletilen Türkiye gibi ülkelere çıkarılacaktır. Sıradaki hedeflerden biri, İran olarak görünse de, Türkiye, kaosun dışında kalamayacaktır. İktidar ‘ yurtta barış düSURİYE, ÖZGÜRLEŞTİ Mİ ?
Birleşmiş Milletler üyesi, meşru ve bağımsız bir devlet olan Suriye, İsrail siyonizmi, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, batı emperyalistleri ve emperyalistlerin saldırgan savaş örgütü NATO üyesi devletlerin, planlarıyla desteklenip sahaya sürülen, HTŞ denen cihatçı/şeriatçı çeteler tarafından resmen işgal edildi. Suriye’nin işgali, ABD emperyalizminin , Ortadoğu’yu, yeniden şekillendirmek, petrol ve maden yataklarına elkoymak, kendilerine bağımlı küçük devletçikler yaratmak ve sömürüsünü uzun süre sürdürmek için planladığı BOP denen kanlı projenin, bütün hızı ve yıkıcılığı ile, devam ettiğini/edeceğini ortaya koydu. ABD dışişleri bakanının, 2003 de, Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek sözü Suriye’de kesintiye uğramıştı. Şimdi ise, emperyalizmin ve Siyonist yayılmacılığı adına vekalet savaşı yürüten, HTŞ dahil, birçok cihatçı çeteler eliyle,BOP gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Suriye’yi işgal eden HTŞ denen, cihatçı çete, aslında,el Kaide, el Nusra, kafa kesen, iki Türk askeri dahil, insanları diri diri yakan, tecavüz eden İŞİD sürecinden gelen cihatçı katiller çetesidir. Karakterleri gereği, her türlü demokrasi ve insan haklarına düşmanlar. Katliamcılar. Şeriat rejimi yanlısı, insanlık düşmanı zihniyete sahipler. Simdi Suriye’de, kendilerinden olmayan, başta Suriye’deki Aleviler ve Hıristiyanlar olmak üzere , laik demokratik kesimleri katlediyorlar, vahşet uyguluyorlar. Suriye’de, Esat insan haklarına uymuyor diyenler, bu şeriatçı çetelerin vahşi baskı ve katliamlarını görmezden geliyorlar. Vahşete göz yumuyorlar.
Ortadoğu, ulusal bilincin gelişmediği, dün İngilizlerin, bugün ağırlıklı olarak ABD güdümlü, krallık ve demokrasi dışı faşist ve zorba aile kabilelerince yönetilen, sözde devletlerden oluşuyor. Ortadoğu bir bataklıktır. 50 küsur islam var. Birinin anladığı şeriat diğerleri, ötekine uymuyor. Çünkü, hepsi dini, siyaset ve ticaret aracı olarak kullanıyor. Halkları yoksullaşırken kendileri zenginleşiyorlar. Demokrasi ve laikliğe düşmanlar. Yarın, Suriye de, bunun bir parçası ve emperyalist saldırganlığın araçlarından biri olacak. Yani, Suriye özgürleşmedi, daha beter, ortaçağ karanlık yobazlığının temsilcileri, HTŞ gibi, dinci terör örgütlerinin savaş alanına dönecektir. HTŞ denen yapı, onlarca başka cihatçı katillerden oluşuyor. Yarın birbirlerine girecekler. Suriye’nin, diş güçler ve işbirlikçileri desteği ile işgal edilmesinin asıl amaçlarından biri de, İsrail siyonizminin, güvenliği ve yayılmasını sağlamaktır. Nitekim, HTŞ yönetimi, İsrail tarafından, Suriye’nin, savunma araç ve gereçlerini, kaynaklarını yok edip, topraklarını işgal etmesine ses çıkarmıyor, ama, İsrail karşıtı ülke ve örgütleri tehdit ediyor. Efendilerinin emrinde olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar.
AKP saray iktidarı, Cumhuriyetin evrensel ‘Yurtta barış, Dünyada barış’ ilkesini bırakarak, Osmanlıcılık ve Ortadoğu fatihi hayalleri ile, Ortadoğu bataklığına balıklama taraf oluyor. Toplama kampına dönüştürülen ülkemizdeki sığınmacıların yarattığı, ekonomik, demografik, sosyal ve güvenlik sorunlar çözülmemiş, tersine daha da tehlikeli şekilde artmışken, iktidarın, Suriye saplantısı çok büyük belalar açacaktır. İktidarın, Suriye savaşından bu güne kadar, gerek Suriye’deki askeri hareketlere ve eğittiği gruplara ,gerekse, ülkedeki sığınmacılara harcanan kaynakların, toplamda 200 milyar dolar olduğu söyleniyor. Emeklilerin ve çalışanların, geniş halk kesimlerinin, açlık ve yoksulluk içinde perişan olduğu, yatırım olmadığından milyonlarca işsizin olduğu, dış borcun 510 milyar doları aştığı, yıllık milyarlarca lira faiz ödendiği, eğitim ve sağlık sisteminin çöktüğü, niteliksizleştiği, enflasyon ve hayat pahalılığının çekilmez he geldiği bu dönemde, 200 milyar dolarlık kaynak, ülke insanına, emekliye, emekçiye, halka, yatırıma harcansaydı, bu gün, bir çok sorun çözülmüş olurdu. Yandaşlar, şimdi fethedilecek şehir plakaları hesabındalar. İktidar, ülke ve halkın gerçek sorunlarını ve ekonomi gündemini değiştirmek için, Suriye savaşını kullanıyor ama, yarın o bataklık kendilerini ve ülkeyi perişan edecek. Halkın durumu daha da kötüleşecek.
Türkiye ve AKP iktidarı, Cumhuriyetin temel dış politikasına dönmeli ve Ortadoğu bataklığından uzak durmalıdır. Kaynakları, ülke ve halk için kullanmalıdır. Suriye, şu anda bile, en az üçe bölünmüş durumda iken, toprak bütünlüğünü savunuyoruz sözleri gerçekçi değil. Ülkemiz ve halkımız, saldırı altında olmadığı sürece, emperyalist, siyonist planların bir parçası olunamaz.
Suriye özgürleşti mi sorusuna dönersek. Hayır, Suriye, özgürleşmedi. Eskisinden daha büyük ve tehlikeli bir kaosa sürüklendi. Emperyalizm, bölgede planlarını, vekalet gruplarınca gerçekleştirecek. Fatura, bu kaosa sürükletilen Türkiye gibi ülkelere çıkarılacaktır. Sıradaki hedeflerden biri, İran olarak görünse de, Türkiye, kaosun dışında kalamayacaktır. İktidar ‘ yurtta barış dünyada barış’ ilkesine dönmelidir. 01.01.20SURİYE, ÖZGÜRLEŞTİ Mİ ?
Birleşmiş Milletler üyesi, meşru ve bağımsız bir devlet olan Suriye, İsrail siyonizmi, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, batı emperyalistleri ve emperyalistlerin saldırgan savaş örgütü NATO üyesi devletlerin, planlarıyla desteklenip sahaya sürülen, HTŞ denen cihatçı/şeriatçı çeteler tarafından resmen işgal edildi. Suriye’nin işgali, ABD emperyalizminin , Ortadoğu’yu, yeniden şekillendirmek, petrol ve maden yataklarına elkoymak, kendilerine bağımlı küçük devletçikler yaratmak ve sömürüsünü uzun süre sürdürmek için planladığı BOP denen kanlı projenin, bütün hızı ve yıkıcılığı ile, devam ettiğini/edeceğini ortaya koydu. ABD dışişleri bakanının, 2003 de, Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek sözü Suriye’de kesintiye uğramıştı. Şimdi ise, emperyalizmin ve Siyonist yayılmacılığı adına vekalet savaşı yürüten, HTŞ dahil, birçok cihatçı çeteler eliyle,BOP gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Suriye’yi işgal eden HTŞ denen, cihatçı çete, aslında,el Kaide, el Nusra, kafa kesen, iki Türk askeri dahil, insanları diri diri yakan, tecavüz eden İŞİD sürecinden gelen cihatçı katiller çetesidir. Karakterleri gereği, her türlü demokrasi ve insan haklarına düşmanlar. Katliamcılar. Şeriat rejimi yanlısı, insanlık düşmanı zihniyete sahipler. Simdi Suriye’de, kendilerinden olmayan, başta Suriye’deki Aleviler ve Hıristiyanlar olmak üzere , laik demokratik kesimleri katlediyorlar, vahşet uyguluyorlar. Suriye’de, Esat insan haklarına uymuyor diyenler, bu şeriatçı çetelerin vahşi baskı ve katliamlarını görmezden geliyorlar. Vahşete göz yumuyorlar.
Ortadoğu, ulusal bilincin gelişmediği, dün İngilizlerin, bugün ağırlıklı olarak ABD güdümlü, krallık ve demokrasi dışı faşist ve zorba aile kabilelerince yönetilen, sözde devletlerden oluşuyor. Ortadoğu bir bataklıktır. 50 küsur islam var. Birinin anladığı şeriat diğerleri, ötekine uymuyor. Çünkü, hepsi dini, siyaset ve ticaret aracı olarak kullanıyor. Halkları yoksullaşırken kendileri zenginleşiyorlar. Demokrasi ve laikliğe düşmanlar. Yarın, Suriye de, bunun bir parçası ve emperyalist saldırganlığın araçlarından biri olacak. Yani, Suriye özgürleşmedi, daha beter, ortaçağ karanlık yobazlığının temsilcileri, HTŞ gibi, dinci terör örgütlerinin savaş alanına dönecektir. HTŞ denen yapı, onlarca başka cihatçı katillerden oluşuyor. Yarın birbirlerine girecekler. Suriye’nin, diş güçler ve işbirlikçileri desteği ile işgal edilmesinin asıl amaçlarından biri de, İsrail siyonizminin, güvenliği ve yayılmasını sağlamaktır. Nitekim, HTŞ yönetimi, İsrail tarafından, Suriye’nin, savunma araç ve gereçlerini, kaynaklarını yok edip, topraklarını işgal etmesine ses çıkarmıyor, ama, İsrail karşıtı ülke ve örgütleri tehdit ediyor. Efendilerinin emrinde olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar.
AKP saray iktidarı, Cumhuriyetin evrensel ‘Yurtta barış, Dünyada barış’ ilkesini bırakarak, Osmanlıcılık ve Ortadoğu fatihi hayalleri ile, Ortadoğu bataklığına balıklama taraf oluyor. Toplama kampına dönüştürülen ülkemizdeki sığınmacıların yarattığı, ekonomik, demografik, sosyal ve güvenlik sorunlar çözülmemiş, tersine daha da tehlikeli şekilde artmışken, iktidarın, Suriye saplantısı çok büyük belalar açacaktır. İktidarın, Suriye savaşından bu güne kadar, gerek Suriye’deki askeri hareketlere ve eğittiği gruplara ,gerekse, ülkedeki sığınmacılara harcanan kaynakların, toplamda 200 milyar dolar olduğu söyleniyor. Emeklilerin ve çalışanların, geniş halk kesimlerinin, açlık ve yoksulluk içinde perişan olduğu, yatırım olmadığından milyonlarca işsizin olduğu, dış borcun 510 milyar doları aştığı, yıllık milyarlarca lira faiz ödendiği, eğitim ve sağlık sisteminin çöktüğü, niteliksizleştiği, enflasyon ve hayat pahalılığının çekilmez he geldiği bu dönemde, 200 milyar dolarlık kaynak, ülke insanına, emekliye, emekçiye, halka, yatırıma harcansaydı, bu gün, bir çok sorun çözülmüş olurdu. Yandaşlar, şimdi fethedilecek şehir plakaları hesabındalar. İktidar, ülke ve halkın gerçek sorunlarını ve ekonomi gündemini değiştirmek için, Suriye savaşını kullanıyor ama, yarın o bataklık kendilerini ve ülkeyi perişan edecek. Halkın durumu daha da kötüleşecek.
Türkiye ve AKP iktidarı, Cumhuriyetin temel dış politikasına dönmeli ve Ortadoğu bataklığından uzak durmalıdır. Kaynakları, ülke ve halk için kullanmalıdır. Suriye, şu anda bile, en az üçe bölünmüş durumda iken, toprak bütünlüğünü savunuyoruz sözleri gerçekçi değil. Ülkemiz ve halkımız, saldırı altında olmadığı sürece, emperyalist, siyonist planların bir parçası olunamaz.
Suriye özgürleşti mi sorusuna dönersek. Hayır, Suriye, özgürleşmedi. Eskisinden daha büyük ve tehlikeli bir kaosa sürüklendi. Emperyalizm, bölgede planlarını, vekalet gruplarınca gerçekleştirecek. Fatura, bu kaosa sürükletilen Türkiye gibi ülkelere çıkarılacaktır. Sıradaki hedeflerden biri, İran olarak görünse de, Türkiye, kaosun dışında kalamayacaktır. İktidar ‘ yurtta barış dünyada barış’ ilkesine dönmelidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum