TARİKAT,CEMAAT VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI (STK) ÜZERİNE!
21 Aralık 2023, Perşembe 17:46 STK’lar resmî kurumların dışında kalan, devletten,sermayeden ve siyasi güç odaklarından bağımsız, gelirlerini bağışlayan, üyelik aidatlarıyla ayakta kalan, genellikle kamu yararına çalışan ve yöneticilerin seçimle belirlendiği kuruluşlardır. Oda, Sendika, Vakıf ve Dernekler STK’lara örnektirler. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin kamuoyunun tarikat ve cemaat olarak bildiği yapıları STK (Sivil Toplum Örgütü) olarak niteleyerek, onlarla yeni protokoller imzalamaya devam edeceklerini söyledi. Ayrıca Bakan Tekin bu yapılara teşekkür ederek, çocukların dağa çıkmasını engellediği ifade etti. Sanki 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirenler dağdan geldiler! “Tekke,zaviye ve türbelerin kapatılması” 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilen 677 sayılı kanun ile hayata geçmiştir. Bu yasa bugün de geçerlidir. Tarikatlar ve cemaatler yasadışıdır. Devletin ve Bakan Tekin’in STK olarak kabul ettiği bu yapılar gerçekte ne sivil ne de toplumu önemseyen kuruluşlardır. (Bu yapıları 1980 sonrası gerçekleri saptırarak STK olarak niteleyen Sol Liberalleri anımsamak gerekiyor) Bu yapıların arkalarını yasladığı tarikatlar katı bir iç düzene ve hiyerarşiye sahip. Mensuplarına ne sivillik ne de özgürlük sunuyorlar. DNA’larında biat ve bağlılık var! Sorgulamayan, itiraz etmeyen ve itaatkar kullardan oluşan bir tebaa için çalışıyorlar. Yöneticilerin seçimle değişmesi asla söz konusu değil. AKP ve Bakan Tekin bir yandan eğitimi gerileştiriyor diğer yandan ise laiklik ve kaliteli eğitim konusunda duyarlı çevreleri özel okullara yönlendiriyorlar . Yasadışı olan tarikat ve cemaatler 1951 yılından beri cemiyet, vakıf ve dernek adı altında örgütlenmelerini sürdürüyorlar. Tarikat ve cemaatlar siyasal İslamcı AKP iktidarında altın çağını yaşıyorlar. Başta Bakanlıklar olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları tarikat ve cemaatler tarafından paylaşılma mücadelesi veriyorlar. Öte yandan tarikatların ve cemaatlarının büyük kısmı holdingleşti! Şeyhler holding sahibi olurken müritlerine de de yoksulluk ve işçilik düştü.
Siyasal islamcı AKP Dinsel yeni bir rejim inşa ediyor. Bu yeni rejim inşasının somut olarak gözlemlenen alanlardan belki de en önemlisi eğitim alanı.4+4+4’le başlayan süreç, bugün din dersinin anaokullara inmesiyle, her okula imam atanmasıyla( ÇEDES) ve müfredatın tümüyle dinselleştirilmesi ile ivmesi artarak devam ediyor. Türkiye kapitalizmi emek sömürüsünü engelsiz gerçekleştirmek için din sömürüsüne ihtiyaç duyuyor! Bu gidişi engellemenin tek yolu laiklik ve emek mücadelesinin birleştirilmesinden geçiyor!
Not; 30 Kasım 1925 tarihli- 677 sayılı yasa ile kapatılan tarikatların önü 1940’lı yılların ikinci yarısından itibaren açılıyor. 1946 yılında Aydınlanmacı Hasan Ali Yücel’in istifa etmek zorunda kalması, yerine gerici Reşat Şemsettin Sirer’in geçmesi ve Köy Enstitüleri'nin kapatılması eğitimin gericileştirilmesi konusunda bir milattır!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum