ÜÇ TARZ-I İSLAM!
01 Şubat 2022, Salı 15:13Osmanlı Devleti, son zamanlarında “yabancı sermayenin jandarması” konumuna gelince “üç tarz-ı siyaset gündeme geldi.. Bu üç tarz-ı siyaset İslamcılık, Türkçülük, Garpçılık’tan oluşuyordu. Abdülhamit İslamcılığı, yüzeysel Tanzimat “Garpçılığı”na , Gökalp Türkçülüğü ise Abdülhamit’in Siyasal İslamcılığına tepki olarak doğdu ve hiçbiri başarılı olamadı. Aydınlanma ve Devrim düşmanlığı, yüzyıl önceki “Üç Tarz-ı Siyaset” i bügün karşımıza “Üç Tarz-ı İslam” olarak çıkardı. “Üç tarz-ı İslam” “Fundamentalizm” yani köktedincilik( Cihadizm ve versiyonları olan Işid,El Kaide,El Nusra,Taliban vb),Siyasal İslam ve Modernist İslam’dan oluşuyor. Fundamentalizm (Köktendincilik),anlayışa göre Kur’an tarih-dışı,yani ezeli ve ebedi bir öğreti olarak kabul ediliyor. Cihadizm ve Işid,El Kaide, El Nusra, Taliban bu anlayışın ürünü. Burada Siyaset İslamın aracı. Siyasal İslam’da ise İslam Siyasetin aracı Yakın tarihimizde bunun en başarılı örneğini Sultan 2,Abdülhamit’te buluyoruz. 2.Abdülhamit için İslam bir ahiret işi olmaktan çok Siyaset işi idi. Yani 2.Abdülhamit İslamı’ı siyasal amaçlar için kullanan bir sultan! 2.Abdülhamit Saltanat’ı hep Hilafet’ten önce tuttu ve Hilafet onun zamanında Fetva makamı’na dönüştü. Aradan 100 yıl geçmesine karşın Türkiye bugün yeni bir “Siyasal İslam” dönemi yaşıyor. Modernist İslam’ın köklerini Mutezile anlayışına kadar götürmek mümkün. Abbasi döneminin başlarında, Ortadoksların ”Mutezile” adını verdikleri bir grup,Kuran’ın tarih-dışı olduğunu kabul etmediler. Başlangıçta Emevi zulmüne karşı bir direniş hareketi olarak doğdu, “Mutezile”. Mutezile mensupları, Kuran’ı tarihi belli ve dili anlaşılabilir bir mesaj haline getiriyor ve onu ezeli -ebedi olmanın sırrından kurtararak, İnsanı bütün yaptıklarından sorumlu olduğu belirterek özerk insan’ın ortaya çıkmasına yardımcı oldular. Bu kültürel bir devrim idi ve Abbasiler döneminde siyasal devrime de yol açtı . Halife Memnun döneminde Mutezile akımı iktidar oldu.1923 Devrimi’den 1200 yıl önce gerçekleşen bu devrim, Hıristiyanlıktaki protestan devrimine benzetilebilir. Yani İslami anlayıştaki bu devrim Luther’den yaklaşık 700 yıl önce gerçekleşmişti.Bu anlayış İslam tarihinin en büyük uygarlığını getirdi! Bu anlayışın kök salması için elverişli ortamını, İslam Dünyasında 1923 Devrimi sayesinde Türkiye’de buldu. Türkler’in, dinle devleti ayırması ve Laik Cumhuriyet kurması “Mutezile” akımının açtığı yoldan gittiklerinin en büyük göstergesidir. 1923 Türk Devrimi Hilafeti -Saltanatı kaldırarak , her türlü din ve ırk bağı dışında vatandaş yaratmayı amaçlıyordu. Siyasal İslam’cı AKP’nin yaklaşık yüzyıl sonra “Kutsal dava”, “Demokrasi” ve “Mağduriyet” gibi aldatmacalarla yıkmaya çalıştıkları din ve devlet anlayışı budur!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum