YUKARIDAN KARŞI-DEVRİM

  1876 Meşruiyet (anayasal monarşi) öncesindeki Osmanlı padişahlarında bile bulunmayan yetkileri CB Erdoğan’a veren yasa tam bir hafta önce TBMM’den geçti. 30 Ocak gecesi TBMM’den geçen kanun değişikliği ile DDK’na şimdiye kadar duyulmamış yetkiler verildi!  Artık bakanlıklar,valilikler, belediyeler,BDDK ( Bankacılık Düzenleme ve  Denetleme Kurumu) ve SPK( Sermaye Piyasası Kurulu)  gibi düzenleyici kurumlar, barolar, tabip odaları, TMMOB ( Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) ve kamu bankaları gibi kurumlarda çalışanlar DDK tarafından görevden alınabilecekler. Bir yargı kararına gerek olmaksızın. Bu olağanüstü yetki DDK’ya değil,DDT’nin “ilgili kurul üyesi” veya “denetçisine” veriliyor. DDK Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışan, yönetim işlerinin hukuka uygun, düzenli ve verimli çalışmasını kontrol eden bir kurum. Bu yasa değişikliği ile daha önce epey erozyona uğramış güçler ayrılığı ( yasama,yargı ve yürütme) ilkesi iyice ortadan kalmış oluyor.   Magna Carta (1215) başlayan başlayan süreç “Güçler Ayrılığı” ile sonuçlanmış ve laiklik ilkesi ile birlikte demokrasinin temelini oluşturmaktadır. Yani laiklik ilkesi ile birlikte güçler ayrılığı demokrasinin olmaz sa olamazıdır.         Ezcümle; Bu yetkiler 1920’lerde yani bir asır önce Atatürk’e de verilmişti. Atatürk’e 100 yıl önce verilen bu yetkiler uygarlaştırıcı bir “yukarıdan devrim” içindi. Başka bir söylemle Atatürk’e verilen bu yetkiler Türkiye’yi Modernleştirmek içindi. Şimdi Erdoğan’a verilen bu yetkiler,  Türkiye’yi  yeni bir Ortaçağ’a dönüştürücü “yukarıdan karşı-devrim” için!